Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
RÖPORTAJ
Kötü adam kavramına reset atan Kendal

Mesut Bey'le ikinci buluşmamız sette geçirdiğim üçüncü gün oldu. İkinci gün gençlerle beraber Urfa'ya gittim çünkü. Üçüncü gün Ece Uslu, Canan Özkan ve Fatih Yılmaz ile sohbet için konağa gittim. Sevgili Şükrü Sarıyar tüm imkanları seferber edip dizide kullanılan Murat'ın arabasıyla ve şoförünü canlandıran abiyle, (ki kendisi konağın karşısındaki, ekibin de dinlendiği yer olan kafenin sahibi) beni Kendal'ın kaçırılma sahnelerinin çekileceği Oğuzeli'ne Antep hayvanat bahçesinin yanındaki korulukta yapılacak olan çekim mekanına gönderdi. Ekiple zaten kaynaşmışım, yemek saatine denk geldim, oturup bir güzel yemeğimi yedim. Yemeği bitirdik. Çay eşliğinde sohbetlerimizi ederken Mesut Bey geldi. Size hiç abartmıyorum, setteki herkes ama herkes Mesut Bey'in fanboy'u veya fangörl'ü. Gelir gelmez hepsi etrafında toplandılar ayol. Hepsiyle arkadaş, kardeş olmuş resmen. Çaycısından tut set amirine kadar herkes belli ki çok seviyor. Yani haklılar, sevilmeyecek gibi değil, valla. Durup durup ne kadar sevildiğini söylüyorum size abartı gibi gelecek ama hakikaten tastamam anlattığım gibi.

Dış gece çekimi olacak. Ekiple beraber çekilecek sahnenin kritiğini yapıyor Mesut Akusta. İkinci yönetmen Günay Günaydın'ın asistanı Ahmet Toklu sahneyi anlatıyor.

Ahmet Toklu: Abi seni eterle bayıltacağız. Hatta bayıltıp çuvala koyacaktık ama değiştirdik orayı. (kahkahalar) Sahneyi anlatıyorum; eterle bayıltırlar, çuvala koyarlar, çuval bir açılır, içinden Kadriye Ana çıkar. (kahkahalar)

Mesut Akusta: Ya da Sümüklü Papatya! “nıhahahha süpriiiiiz!” diyerek çıkar çuvaldan, röportaj yapalım der. (kahkahalar)

Ahmet: Yalnız biz burda durursak çok dalağı düşük bir röportaj çıkar bence. Ciddiyet yerlerde olur.

Mesut Akusta: Olsun ya ayıklar içinden. Papatya üç gündür burda alıştınız artık, o da alışmıştır. Rahat olun gençler oturun. Hem beni de sıkıştıramaz. (kahkahalar)

Ahmet: O zaman ilk soruyla başlıyoruz, Kendal karakterini yoktan var ettiniz abi, bunu konuşalım.

.

Arkadaş doğuştan röportajcıymış bak. Makine ortada zaten sor Ahmet. (kahkahalar)

 

Benim Karagül'de en sevdiğim karakter Kendal. Çünkü bir seyirci olarak devamlı onunla çatışabiliyorum. Seyirci Kendal'ı tekme tokat dövmek de istiyor ama anlıyor da. Kendal'ı nasıl aklarsınız seyirciye?

Senaryoyu ilk okuduğumda kimin haklı kimin haksız olduğu aslında çok hayalci olmazsak netti.. Kendal ilk bölümde katil oluyor çünkü. Kardeşi para karşılığı çocuğunu veriyor, babaları olan Mehdi ''Zengin hayat istiyorsan oğlunu vereceksin, bizim istediğimiz gibi yetişecek,'' diyor. Kendal'ın da oğlu yok, Baran’ı oğlu gibi yetiştiriyor. Para verildi, çocuk alındı, sen sağ, ben selamet durumu. Sonrasında Murat'ın gelip hem para isteyip hem de Baran'ı alıp götürmekle tehdit etmesi Kendal'ı zıvanadan çıkarıyor. O yüzden kimin haklı kimin haksız olduğu bu anlamda biraz karışık. Tamam Kendal kötü adam ama hesabı şu; toprağını korumak, ailesini bir arada tutabilmek. Baran da elinden gidecekse başka çarelere başvuracak kadar da zeki bir adam. Sırf oğlan çocuğu sahibi olabilmek için bir yandan da bu kötülükleri yapabiliyor. Kötülükten ziyade zekasını çalıştırıyor. Lise mezunu falan, o kadar da cahil bir adam değil sonuçta.

Cahil değil tabii. Cahil bir adam yaptığı tüm planların sonunu getiremez. Bu yetkinliği olmaz yani. Ben hep yazıyorum, ''hikayede Kendal'dan zeki karakter yok,'' diye. Hepsi bir noktada zeka olarak patlıyor ama Kendal bir şekilde kendi lehine kıvarabiliyor. Peki Kendal'ı canlandırırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Karaktare can veren oyuncudur. Onu nasıl yorumlayacağı, nasıl enstrümanlar kullanacağı genelde oyuncunun kendisine bağlı. Yönetmenle ve senaristlerle paslaşarak ''Ben böyle bir şey yapmak isterim,'' diyebilmelisiniz. Ben bütün canlandırdığım karakterlere aksesuar kullandırmayı severim. Mesela Kendal'ın tabakası olacak, gerçi tütün kullanmak yasak, o yok mu, tesbihi olmalı. Çünkü Kendal gelenekçi bir adam, burada yetişmiş. Canlandırırken o yörenin adamlarının fiziksel görünüşüne aykırı davranmamaya çalışıyorum. O aksesuarlar hem rejinin, hem senaristin, hem oyuncunun işine yarar. Dediğim gibi bir tabaka varsa, bir tesbih varsa bununla oynarsın. Mesela ileride tesbihini kaybedersin onun üstüne bir hikaye yazılır. Tabakanı çaldırırsın onun üzerine yazılabilir. Onun için ben aksesuar kullanmasını severim. Bir de o karakteri sevdiysem karakteri kurcalarım, işlerim.

1 2 3 4 5 6
ETİKETLER : ekranella , Mesut Akusta , karagül
YORUMLAR



DİĞER RÖPORTAJLAR