Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
Başroldeki Aslı Enver Dawson’s Creek uyarlamasında sarışın ve fettan kızı oynuyordu sanırım. Şimdi saçlarını koyultmuş. Ciddiye alınmak isteyen oyuncular genelde böyle yapıyorlar, yapım da vaktiyle litre litre akıtılan oryalin israfına değecek, gerçekten ciddi bir yapıma benziyor.
Bana şöyle hitap et, Ben filanca, Benim adım artık budur, Adını bilmemne koydum gibi dizi isimleri, inceden kadının adı yok çizgisini zorluyor sanki. Erkek oyuncu belirene kadar tatlı su feministi açılımlara gidilebilir. Fragmanda anneliğiyle derdi olan bir kadın görüyoruz, dizinin sonlarına yakın hatasını anlayıp bu en kutsal görevi benimseyecek. Lüks villasının bahçesine bile girmeden, kızı önünden teslim aldığına göre, kızının babasıyla bir süre önce boşanmış ve tüm o zenginliğe sırt dönerek, (eski model, kirli arabasının işaret ettiği gibi) sıfırdan yeni hayat kurmaya çalışıyor. Dizinin görsel şıklığını, Avrupailiğini, senaryoda da kadının kızından kendisine ismiyle hitap edilmesini istemesinde yakalamışlar. Kazadan sonra kızı ölüyor, kadın kendine küçük bir güney kasabasında yepyeni bir hayat kuruyor belki. Bir balıkçıya veya kıraathaneciye, en beklenmedik ihtimalle bir butik otel işletmecisine aşk besleyebilir. Kızını unutmasa da yeni bebeklerinde hatırasını yaşatabilir. Yalnız mutlu sona varmadan önce eski kocası kızının ölümünden Hicran’ı uzunca bir süre sorumlu tuttuğu için dişli (ve hayli gösterişli – çünkü aynı zamanda Hicran’ın eski kocasıyla da ilişkisi var) avukatıyla onu mahkemelerde süründürebilir.
