Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Televizyon, sinemanın pabucunu dama mı attı?

(Soldan sağa) Josh Olson, Stephen Tolkin, Mark Protosevich görüşlerine başvurduğumuz isimler

Adını vermek istemeyen bir yönetmen: (Editörden: Yazının içinde ismi geçen ünlü biri.)
"Burada önemli olan televizyon mu yoksa sinema mı daha iyi sorusu değil. Zaten o soru da beni çok sinirlendiriyor. Kendimi Michelangelo ile kıyaslamıyorum tabii ki (benim bile bu kadar büyük bir egom yok) ama o David’in heykelini yaparken etrafındakiler ‘Sistine Şapeli’nin tavanını boyamak mı yoksa bu mu?’ diye bir soru sormuyorlardı eminim. Tam tersine, televizyon ve sinema birbirini tamamlayan iki farklı güç. Televizyonda anlatabileceğiniz hikaye ve hikaye türleri sinemada anlatabileceklerinizden farklı. Televizyonda bir dünya yaratabiliyorsunuz, sinemadaysa sadece bir kesit verebilirsiniz. Mesela şu Hobbit filmleri televizyon için çok daha uygun olurdu."

Josh Olson (History of Violence / Şiddetin Tarihçesi filminin Oscar’a aday olan senaristi):
"Bana neden çok insanın filmden televizyona kaydığını soruyorsun ve ben de cevapların gayet basit olduğunu düşünüyorum. Televizyon, hızlıdır. Sinema için bir senaryo yazdığında o filmin beyazperdeye gelmesi yıllar alabilir. Televizyondaysa, Pazartesi günü bir sahne yazıyorsun, bir hafta sonra o sahne kamera önünde çekiliyordur. Televizyon, dardır. Stüdyolar bütçelerini ve pazarlama masraflarını artırdıkça, en geniş izleyici kitlesine ulaşacak bir film yapma baskısı muazzam bir hal alıyor. Televizyonda öyle bir problem yok. Seyirci o kadar değişik parçalardan oluşuyor ki televizyon neredeyse her türlü diziyi kaldırabilecek nitelikte artık.

Televizyon, uzundur. Bazen iki saatten daha uzun yaşamasını istediğin karakterler yaratırsın; uzun seyahatlere çıkartacağın karakterler. Televizyon buna izin verir. Bu da hem yazarlar hem de oyuncular için bir rüya gibidir. Son olarak televizyon, yazarlarındır. Bütün işi yazarlar kontrol eder. Bunda sevmeyecek ne var? Kültürel olarak da garip bir şey olmaya başladı -sinema filmleri artık kayboluyor. Bir hafta, senenin en iyi filmi vizyona giriyor; bir sonraki haftaysa sanki hiç böyle bir şey olmamış gibi hayat devam ediyor. Televizyon dizileriyse kalıcı. İyi olan diziler ise eskiden filmlerin olduğu gibi haftalarca, aylarca halkın bilincinde kalmaya devam ediyorlar."

Stephen Tolkin (Brothers & Sisters ve Perception dizilerinin başyazarı):
"Benim yolum, sinemadan televizyona değil de televizyon filminden televizyon dizisine geçiş yaptı. Kariyerimin ilk on senesi bol bol televizyon filmi yazdım: hiçbiri yapılmasa da ben paramı alıyordum. Sonra birden yazdığım üç televizyon filmi birbiri ardına Fox, ABC ve HBO kanalları için çekildi. Ben de bir süre televizyon ve kablolu televizyon için film yazıp yönetmeye başladım. Çok da mutluydum. Ta ki o iş buharlaşana kadar. Televizyon kanalları yılda yüz tane TV filmi çekerken, bir sonraki sene bu rakam sıfıra düştü. Bunun peşine, çok ünlü bir film yapımcısının tavsiyesi üzerine TV kanallarına dizi fikirleri satmak için ziyaretlerde bulundum. Acemi şansı olsa gerek ki iki tanesi o sene yapıma girdi. Ben de doğru işe ayak bastığımı anlamış oldum."

1 2 3 4 5
Ali Arıkan
28/11/2013 11:40
YORUMLAR




DİĞER HABERLER