Televizyon seyircisi olarak gerçekten çok şanslı bir zamanda yaşıyoruz. Devrimin tam ortasındayız. Her gün yeni tür diziler ekrana gelmeye başlıyor. Farklı dağıtım kanalları ve çeşitli sürüm zamanlamaları izleyicinin seçimine sunuluyor. Televizyon, diğer sanat dallarıyla aynı seviyede önemseniyor.
Televizyon devriminin geldiği en son noktada, yazar ve yönetmenler arasında sinemadan televizyona küçük çapta bir göç görmekteyiz. Televizyon için çektiği Behind the Candelabrafilmiyle Emmy kazanan ünlü yönetmen Steven Soderbergh, artık sinema filmi çekmeyeceğini açıkladı ama televizyonda çalışabileceğini ima etti. Kevin Spacey, Netflix’te yayınlanan dizisiHouse of Cards’ın ayrıca yapımcılığını yaptı; bu görevi, dizinin ilk bölümünü de yöneten David Fincher’la paylaştı. Barbet Schroeder, Rian Johnson ve Gus Van Sant gibi ünlü yönetmenler, dizi bölümleri çekmeye başladı. Oscar’lı yönetmen Jane Campion, yazar ve yapımcılığını yaptığı Top of the Lake projesini, sinema değil televizyon için daha uygun buldu. Ünlü oyun yazarı ve yönetmen Neil LaBute, AMC’nin kovboy dizisi Hell on Wheels’ın iki bölümünü yönetmekle kalmadı,Full Circle adlı on bölümlük diziyi yazdı; gelecek sene de televizyon için bir grup kısa film çekeceğini ilan etti. Bu örneklerin gerçekten de sonu gelmiyor.