Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
The Wipers Time: 'Büyük Savaş'ın Zaytung'u

BUNLARI SALLANDIRMAK GEREK KOMUTANIM
Fıkralar, güncel gelişmelere uygun güfteye sahip marşlar ve ‘çakma’ ilanlar da (bunlardan birinde, askerler ele geçirdikleri araziyi kelepir fiyata satmaya çalışıyor) gazetenin parçası. Gazetenin cephede hızla yayılmasıyla birlikte omzu kalabalık generalleri en çok kızdıransa, üstlere yönelik iğneleyici espriler oluyor. Neyse ki Yarbay Howfield dışında “Disiplin elden gidiyor, bunları Wipers Meydanı’nda sallandırmak gerek,” türünden düşüncelere sahip komutanlar çoğunlukta değil. Howfield’ın da üstü olan General Mitford’ın Hulusi Kentmen’vari babacanlığıyla The Wipers Times’a destek olması da, kahramanlarımızın başını beladan uzak tutan bir başka etken tabii.

Bu sırada Roberts ve askerlerinin savaştan tümüyle koptuğunu da düşünmeyin. Çatışmalar tüm şiddetiyle devam ediyor. Hatta kahramanlarımız bir milyonun üzerinde kişinin yaşamını yitirdiği, tarihin en kanlı çatışmalarından Somme Muharebesi’ne katılıyor ve ardından Roberts terfi ederek Üstün Hizmet Madalyası’yla ödüllendiriliyor. 20 küsur sayılık yayın hayatının ardından 1918 yılına geldiğimizdeyse, siperlerde savaşın gerçekten de bitebileceği konuşulmaya başlanıyor. Roberts ve Pearson da bu pozitif ruh hali doğrultusunda gazetenin yeni sayısını ‘The Better Times’ adıyla yayımlamaya karar veriyor.

Gazeteye koydukları ilk makalede, yine ironik bir eleştiri var: “Orduya erken yazılanların daha erken terhis edileceği söyleniyor. Bu hiç adil değil. Çünkü onlar, bizim gibi sonradan yazılan askerlere kıyasla savaşmaya çok daha hevesliydi!” O sırada savaşın sahiden de bittiği haberi geliyor. Boşluk, şaşkınlık... “Eve gidiyoruz,” diyor Roberts. Peki neden sevinmiyor? Pearson da ondan farksız. “Sanırım kutlama yapmamız gerekiyor,” diyor adet yerini bulsun diye. Ama en ufak başarıyı bile bir şişe içkiyle kutlamayı adet edinen ikilimiz, bu sefer yalnızca samimi bir tokalaşmayla yetiniyor. Surat ifadeleri ilk kez bu kadar ciddi. Belli ki savaşla birlikte The Wipers Times’ın da sonunun geldiğinin farkındalar. Ve bu durum fazlasıyla canlarını sıkıyor.

Peki kahramanlarımız ve cephedeki askerler, nasıl oldu da gazeteye bu kadar bağlandı? Londra Üniversitesi’nden Prof. Richard Grayson Goldsmiths, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Batı Cephesi’ndeki askerlerin yapacak fazla bir şeyi yoktu. En ön saflarda olanlar bile, günlerinin çoğunu oturup, bir sonraki saldırıyı bekleyerek geçiriyordu. Haliyle sıkılıyorlardı. Ayrıca yaşananlar üzerine düşünecek vakitleri bol olduğu için, her geçen gün yüreklerindeki korku artıyordu. The Wipers Times, siperlere mizahı sokarak hem sıkıntıyı hem de korkuyu yok etmeyi başardı.”

1 2 3 4
Artanç Savaş
05/03/2014 10:00
YORUMLAR




DİĞER HABERLER