Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
‘AHS: Hotel’i beklerken ‘Freak Show’u uğurlamadan olmaz!

 

Freak Show’un hikayesinin AHS evrenindeki en önemli özelliklerinden biri de, önceki sezonlarla olan bağıydı. Bu sezon, Asylum’la iki açıdan ilişkilendirildi. Hakkını vermek gerek; hem Pepper’ın öyküsünün akıl hastanesine bağlanması, hem de Elsa’yı kurtaran ve sezonun konuk oyuncularından Danny Huston’ın canlandırdığı Marangoz Massimo karakterinin, psikopat Nazi doktoru Dr. Arthur Arden’a (nam-ı diğer Hans Gruper) bağlanması çok zekice ve şıktı. Gelecek sezonlarda bu durumun devam edeceğini de vurgulayayım.

Sezonun sonuna geldiğimizde, perdeler korkuyla değil yine dramla kapandı diyebiliriz. Acı-tatlı, melankolik, en önemlisi de şiirsel bir final buldum ben karşımda. Elsa ve diğer ucubelerin “öbür tarafta” her şeye yeniden başlayarak gösteriye devam etmeleri, hem ironik hem de etkileyici bir kapanıştı. Bu sezonun satır arası mesajlarına gelirsek, Asylum’daki kadar kuvvetli bir alt metin eşliğinde verildiklerini söyleyebiliriz. Altını kesinlikle çizmem gereken noktalardan birisi, Freak Show’un “korku” temasının, aslında dramından ileri gelmesiydi. Asıl korkunçluk; “insanlığın” ve insanların resmen sürünmesi, dışlanmışlık, yabancılaşma hissi, topluma dahil olamama, savaşın insanlardan götürdükleri vs. idi. “Gerçek” ucubelerin kimler olduğunu sorgulatması ile kayda değer bir hikaye vardı karşımızda. Elsa’nın düşlerine ulaştığında yaşadığı düş kırıklığı ise ayrıca vurucu bir hadiseydi.

1 2 3 4 5 6 7
Mert Eşiyok
18/09/2015 22:25
YORUMLAR




DİĞER HABERLER