Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
‘AHS: Hotel’i beklerken ‘Freak Show’u uğurlamadan olmaz!

Dandy, kan banyosuyla güçleniyor(muş)!

Senaryo köşesinden baktığımızda, yazının başında da belirttiğim gibi ilk başlarda biraz kopuk ve kafası karışık giden hikaye sonlara doğru toparladı diye düşünüyorum. Hikayenin ikinci kısmında, karakterlerin ana hikayeye biraz daha dahil olmaları; gereksiz karakterlerin ölmesi (Dandy’nin annesi ve Regina gibi) hikayenin biraz daha yere sağlam basmasında etkili oldu. Bazı ucubelerin süs olarak arka planda olması ise  hikayenin zaaflarındandı. Her bir ucube, olaylara daha fazla etki edebilir ve gelişmelerde etkin rol oynayabilirdi. Örneğin, dizinin son bölümlerinde Elsa’nın şova dahil ettiği aşırı obez Barbara karakterinin neredeyse hiçbir işlevi yoktu. Konuk oyuncu olarak hikayeye dahil olan Neil Patrick Harris’in Chester karakteri ise neyse ki gayet iyiydi; savaş sonrası sendromuna dikkat çekmek anlamında gayet etkiliydi (Her ne kadar  kuklasının adını dakika başı “Marjorie, Marjorie!” diye dile getirip bana “Hay senin Marjorie’ne!” dedirtse de). Bette & Dot’un ise oradan oraya savrulmasını hiç olumlu bulmadım. Sarah Paulson, ikizlerin karakter farkını iyi yansıttı ama kendilerine niyeyse pek ısınamadım. Sanırım biraz mıy mıy geldiler bana. Yine de mutlu olmalarını istiyordum ve Jimmy ile olan birlikteliklerinden ötürü kerevetlerine çıkma imkanı bulduk finalde. Dandy’nin son katliamı ve neticesinde sahnenin asıl yıldızı olarak kaçış tankından kaçamayıp ebediyete intikal etmesi, finalin de en ilgiye değer sahnelerindendi.

1 2 3 4 5 6 7
Mert Eşiyok
18/09/2015 22:25
YORUMLAR




DİĞER HABERLER