Westeros’un en güçlü ailelerinden birinin getirdiği gücün ve paranın konforuyla ama fiziksel deformasyonunun getirdiği dezavantajlarla yaşamış Tyrion’ın da eli kolu bağlı bir esire dönüşmesi kendisine ne olduğunu unutması için bir çağrı esasen. Artık ailesinin gücü yok arkasında, başka bir diyarın davetsiz misafiri. Sadece kim olduğuyla, bilgisiyle ve zekâsıyla çıkabilir işin içinden. Aynı sürgün şövalye Jorah’nın gücü ve cesareti gibi.

Jorah’nın Westeros’la kalmış tek bağının, babası rahmetli Gece Gözcülerinin Kumandanı Jeor Mormont’un üstünden Tyrion-Jorah ikilisinin kaynaşması ve Jorah’nın Westeros köklerinin tamamen ortadan kalkmış olması bu anlamda sembolik. Karasu Savaşı’nı neredeyse tek başına kazanıp halkın sevgilisi olmayı beklerken yaptığı dip de Tyrion’ı tamamen kendisi olmaya zorlayan başlıca etken. Hayatı o kadar garip bir pamuk ipliğinin ucundaki hala nefes alıyor olması keskin diline ve bulunacak bir pipi tüccarına bağlı. Sanırım Essos’ta yaşıyor olsaydım pipi tüccarı olmak istemezdim, yani “Pipi alır pipi satarım,” diye bağırmak kolay olmasa gerek. Jorah savaşçılığı gücü ve tecrübesiyle Tyrion ise cücelerden beklenmeyecek büyüklükte pipisiyle hayatta kalıyor şimdilik.

Sonra Dorne’da bir şeyler oluyor. Myrcella’nın yavuklusu oğlan yakışıklı ama. Bir boyband’de olsa milyonlarca hayranı olurdu rahat.