Game of Thrones da bu konseptin; kim olduğunun ve ne olduğunun etrafında sıklıkla dönen bir yapım. Tam da bu noktada Arya’yla başlıyor olmamız tesadüf değil. Arya’nın yolculuğu ne olduğunu unutmak üzerine. Annesinden babasından miras aldığı unvanları ve o unvanların getirdiği intikam duygusunu bir kenara atmak zorunda, tam da intikamını alabilmek için hem de. Yalan söyleyebilmeli her şeyden önce kendine yalan söyleyebilmeli, soyadını unutmalı ve yoluna Arya Stark olarak değil Arya olarak devam etmeli.

Jaqen’in Arya’ya en çok kızdığı noktada Arya’nın Hound’la olan ilişkisiyle ilgili yalan söylemesi değil, Arya’nın duygularının farkında olmaması. Duygusuz kalabilmek, hayata yeni bir başlangıç yapabilmek ve daha da önemlisi başka biri olabilmek için önce her duygusunun farkında olmalı insan. Evet, Arya Hound’dan nefret ediyordu belki ama ona saygı duyduğu ve o saygının bir noktada sevgiye dönüştüğü de su götürmez bir gerçek. Eğer Arya yüzünü kaybedip bir başkasına dönüşecekse önce duygularından arınmalı, duygularından arınabilmek için de tüm duygularını bilmeli. Yalan söyleyebilme becerisi bütün bunlar için çok önemli bir gösterge. Jaqen’in fikir değiştirme sebebi de bu, yalana her şeyden önce kendisinin inanması gerekiyor insanın.