Görsel olarak son bölüm aslında hiç fena değildi, Ray’in ormanda çatışması, Ani’nin gemiye binerek uzaklaşması ve Frank’in yaralı yaralı çölde ilerlemesi çok etkileyiciydi. Her ne kadar dizi bu karakterlerin kaderini ille bir arada olmaları üzerine zorlasa da, aslında hepsi yalnızdılar. Frank ve Ray yalnız öldüler. Ani ise her ne kadar Jordan’la birlikte şoförlü Thelma and Louise olarak takılıyor gibi görünse de – Jordan’dan ne kadar seyahat arkadaşı olabilirse artık- hayatını yalnız olarak sürdürecek. Ani “daha iyi bir dünyayı hak ediyoruz,” dese de dizinin yakınıp durmaktan öte hiç de böyle bir niyeti olduğunu sanmıyorum ben.
Geçmişi düşünerek, acı dolu hatıraları yeniden yaşayarak, kaçmış fırsatları yeniden hatırlayıp vahlanarak, insan isterse kendine epey zarar verebilir. Kabus senaryolarını kafasında yaşayıp durabilir. Böyle olmak istiyorsa olabilir elbette. Fakat insan kendinden bu denli emin, ciddi ve ne dediği anlaşılmaz olunca işte biraz ömür törpüsü haline gelebiliyor.