Magazin programları gündüz kuşağının önemli bir parçası. Her sabah, günün ilk haberlerinin ardından saat 9:00 itibariyle üç farklı kanalda aşağı yukarı aynı gündemi işleyen programlar yayınlanıyor. Bunlar arasında en dikkat çekenler ise; Kanaltürk’te İkinci Sayfa, TV8’de Aramızda Kalmasın ve Beyaz TV’de Söylemezsem Olmaz.
Kanaltürk’te yayınlanan İkinci Sayfa’nın sunucu ve yapımcıları iki tecrübeli gazeteci ve magazin müdürü olan Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel. İkinci Sayfa’nın genel havası fazlasıyla ciddi. Ağırlıklı olarak televizyon dünyası, ratingler, hangi dizi yayınlandı, hangisinin ratingleri iyi, hangisinin ömrü uzayacak gibi konular hakkında konuşuyorlar. Ben bu tür geyiği olağanüstü sıkıcı bulduğumdan, share rating bilmem ne diye başladıklarında anında Lerzan Mutlu’lara geçiyorum. Bu kadar TV kehaneti dinlemek istesem Oya Doğan’ı falan izlerim/okurum zaten. Müge ve Gülşen, neden böyle ille ciddi ve saygın olmak istiyorlar anlamıyorum. Keşke kendilerini biraz daha rahat bıraksalar. Neticede Discovery Channel’da çalışmıyorlar. Bazen de sinsi taktikler uygulayarak konuklarını alttan oymaya çalışıyorlar. Bu halleri fena değil. Örneğin Perşembe sabahı programın konuğu Ebru Polat’tı. Önce Ebru Polat’ın hayatında toplu taşıma kullanmadığını öğrendiler sonra canlı yayında kadının çantasını karıştırarak ortalama insanlardan ne denli farklı bir hayatı olduğunu gösterdiler. Meraklı ve densiz komşuları aratmadıkları programda elalemin çantasını karıştırarak sıfır maliyetle, hiç yoktan geyik yaratabildikleri için tebrik ederim.
TV8’da yayınlanan Aramızda Kalmasın’ın sunucuları ise, Jess Molho ve Funda Özkalyoncu. Arada programa Tuba Ünsal, Gamze Karaman ve Nazenin Tokuşoğlu gibi isimlerin, konuk yorumcu olarak farklı kişilerin de katıldığı oluyor ancak bunlar kısa süreli iş birlikleri. Bir de daimi olarak magazin haberlerini yorumlayan gazeteci Salih Keçeci var. Jess Molho ve Funda Özkalyoncu efendilikleri ile diğer sunuculardan ayrılıyor. Uzun yıllardır müzik televizyonları ve radyolardan tanıdığımız Jess, insanı tedirgin etmeyen sıcak bir sunucu. Funda Özkalyoncu ise, zarif, aklı başında bir kadın. Jess ve Funda, terbiyeli, güngörmüş ve batılı tavırlarıyla daha farklı bir magazin programı sunuyorlar. Gündemleri farklı olmasa da en azından saldırgan yorumlar yapmaktan ve tarafları incitmekten imtina ettiklerini görüyorum. Yalnız duayen abileri Salih Keçeci çıktığında acayip sıkılıyorum. Salih Keçeci nasıl herkesi tanıdığını, yayına girmeden önce onlarla telefonda konuştuğunu, kendisine abi diye hitap edildiğini anlatıp duruyor ve kimsenin ilgilenmediği bir takım şeyler anlatıyor çünkü. Ne bu? Çanakkale anıları mı?
Beyaz TV’de yayınlanan Söylemezsem Olmaz, benzerleri arasında en hareketli ve sürprizli program. Lerzan Mutlu, Oya Aydoğan, Sinan Özedincik ve Bircan İpek’in sunuculuğu üstlendiği programda, Lerzan Mutlu en çok konuşan kişi. Kızlı mızlı konuşmalar yapan, apır sapır aklına geleni söyleyen, şarkı söyleyen mini Seda Sayan rolünde. Ancak Lerzan’ın en önemli farkı kolejli ve konservatuvarlı olması. Neredeyse her program konservatuvar ve Yıldız Koleji’nden bahsediyor. Oya Aydoğan, bu dörtlü içinde en tatlı, olgun ve mantıklar yorumlar yapan kişi; ‘kentli’ ve iyi eğitimli olmakla beraber ben daha bir kere bile bu konulara değindiğini görmedim. Bircan İpek ise ses tonunu ve kendini kontrol edememesiyle dikkat çekiyor. İlk başlarda sürekli Lerzan Mutlu ile aralarında bir itişme ve ağız dalaşı vardı, sonra zaman içinde aralarındaki pürüz giderildi. Sinan Özedincik ise olayları gazeteci gözünden değerlendiriyor ve tahminen programa ana istihbaratı sağlayan kişi. Söylemezsem Olmaz, sunucuların avaz avaz konuştuğu, yırtık, taşkın ve yorucu bir program; sosyal medya hesabında bile koca koca harflerle bağıran tweetler yer alıyor. Bununla birlikte sakladıkları hiçbir şey yok. Neyse o. Magazin programı olmanın hakkını veriyorlar, çok ciddi konular tartışmalar açmadan, sürekli bizi şaşırtmaya devam ediyorlar. Tek ricam Demet Akalın, kocası Okan Kurt, Nur Yerlitaş ve İbrahim Tatlıses takıntılarından biraz vazgeçip, tüm program boyunca bizi baymamaları. Kendi aralarında çok eğleniyorlar belli ama izleyen için bu yalnızca kendilerini ilgilendiren arkadaş muhabbetleri çok sıkıcı.
Üç programın da gündemi aşağı yukarı aynı. Yalnız konuları ele alış şekillerinde bazı değişiklikler görülebiliyor. Bu hafta magazin gündeminin en önemli konusu, İşte Benim Stilim yarışmacılarından, kocası Ukrayna’da öldürülen Nazlı Hamarat’ın yas tutup tutmadığı. Özellikle İkinci Sayfa, Nazlı ile çok ilgili. Yeterince yas tutmadığını düşünüyorlar. Ne iş yaptığı belli olmayan merhum kocanın ise neredeyse tüm programlarda sanki böyle kerli ferli bir adammış, kariyerinde ilerlemiş bir profesyonel gibi yansıtıldığını da belirtmek isterim. Zira magazin programlarında kimse doğru dürüst çalışmanın ne anlama geldiğini bilmiyor. Bu dünyada önemli olan paranız olması, nasıl kazandığınız ve nereden geldiği değil.
Bu hafta konuşulan diğer talihsizlik ve rezaletler arasında ise, Demir Demirkan’ın Sertab Erener ile ilişkisi hakkında yorumlar yaptığı röportaj, Emir Berke Zincidi’nin sette yaptığı ileri sürülen huysuzluklar, Gülben Ergen’in Rising Star yarışmacısı taytlı Melisa hakında yaptığı yorum, Kösem Sultan dizisi setinde yaşanan Zeynep Günay Tan ve Hülya Avşar krizi vardı.
Uzun lafın kısası, magazin programlarını sanki CERN deneyi hakkında konuşuyormuş gibi bir tavır takınmadıkları, medya ve iletişim doktorası yapmışçasına TV dizilerini analiz etmedikleri, eski anıları habire yad etmedikleri sürece süper eğlenceli buluyorum. Dileğim, çekinmeden, utanmadan bombalarla bizi eğlendirmeye devam etmeleri ve bu ünlülerin bebekleri, çocukları geyiğini de çok uzatmamaları.