Naçizane görüşüm, hikayenin şu üç haftalık süre içerisinde Haluk ve onun etrafına toplanması lazım. Haluk, Güneş, Rânâ, Sevilay, Ahmet ve onun kafadan kontak karısı (ay kadının adını unuttum) (İnci) gençler olmadan tam kış seyircisi için biçilmiş bir hikaye çatışmasına sahip. Gençlerde bu muhteşem altılının hikayelerinin fon müziği olsa yeter.  Hipotezimi haklı çıkaracak bir örnek de vereyim; Güneşi Beklerken yaz sezonunda güzel reytingler alırken kış sezonunda günü değişince Küçük Gelin ve O Hayat Benim'e karşı hep nal topladı. Niye? Çünkü hikaye sosyal medyanın gazıyla olması gerektiği gibi aile dramasına değil ergen hikayesine evrildi. Kerem Sayer ve ailesinin manyaklıkları üzerinden yürüse reyting zirvesini kimseye kaptırmayacaktı dizi. Sosyal medyanın gazı ve Kerem Bürsin'in kişisel aurasının gücüyle yine iyi gitti, hakkını yiyemem lakin, Güneşin Kızları'nda Kerem Bürsin süksesinde bir genç daha parlayamadı. Tolga Sarıtaş biraz biraz kopartıyor gibi ama tek başına seyrettirecek bir etkisi yok maalesef.

Kaldı ki başta da dediğim gibi hikayenin süperstar'ı Haluk'u ne oynarsa oynasın kesinlikle kendini seyrettirme gücü olan Emre Kınay oynuyor. Total seyircisi için Emre Kınay; "Aa Emre Kınay var o zaman seyredilir," dedirten güçte bir oyuncudur. Hal böyleyken yanlış hesaplarla saçmalayan bir dizi olmasını istemem açıkçası. Her şeyiyle ince ince düşünülmüş bir Haluk ve aile efradının hikayesinin potansiyeli bu kadar yüksekken umarim Güneşi Beklerken'deki hatalara tekrar düşülmez.

Severek izlediğim Güneşin Kızları'nın kış sezonunda pısss diye sönmesini hiç istemem. Paramparça ve Kırgın Çiçekler'deki dramaya kafa tutacak potansiyeldeki Haluk ve kemerinin akıbeti n'olcak diye dertlenmek istemiyorum. Sonuçlanmış, derdini iyi anlatmış bir hikaye olarak zirvede final yapması tek temennim.

Sabırla okuyan gözlerinize sağlık...