Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Yeşilçam günlerine dönmeye hazır olun!

Ozan Güven ‘216’ için tam 6 kilo verdi

‘Senaryoyu eve kapanayım da yazayım’ gibi bir durumu yok Cem Yılmaz’ın. Konuşa konuşa çıkarıyor hikayeyi ve karakterleri.

Bu noktaya Ozan Güven ek yapıyor: “Üstelik Cem’in yazdığı senaryoya her şey katılabiliyor, çıkarılabiliyor.”

Yani filmde bol bol doğaçlama var, çekim anında eklenen detaylar, imece usulü tamamlanmış bir senaryo var.

Dikkatimi çekiyor, Ozan Güven kendi sahnesi olmasa bile çekimlerin ortasında, oyuncuların arasında, bir asistan gibi. “Bu durum Cem’le dostluğunuzdan mı kaynaklı, her sette böyle misin?” diyorum.

“Genelde işin bütünüyle ilgilenirim. Yaş ilerledikçe, deneyim kazandıkça daha da çok oluyor. Annemin Yarası’nda da senaryoya katkılarım olmuştu, burada da fikirlerimizi söylüyoruz.”

Film için Cem kilo almış, Ozan tam altı kilo vermiş.

“216, incecik bir adamdı 15 sene önce, dolayısıyla zayflamam gerekiyordu. 80’den 74’e indim. İki hafta içinde de beş kilo almam lazım, çünkü Can Manay olacağım tekrar.”

Bir robot ve Can Manay gibi bir karakteri oynamak…

“Bir işte yaptığım şeyin bir diğerine benzememesi oyunculuk yapma sebebim zaten” diyor.

Rolüyle ilgili şu eklemeyi de yapıyor:

“Dünyaya gelmiş bir robotun filmi değil bu. Toplumsal hafızamızdaki pek çok şeyi bize tekrar hatırlatıyor. Sadri Alışık’ı, Ayhan Işık’ı gördüğümüzde çok fazla şey hissediyoruz. Sinemanın görevi biraz da bu olsun istedik.”

15 sene geçtikten sonra yeniden robot olmayı da “Yıllar sonra okul arkadaşımı görmüş gibi oldum, çok heyecanlı,” diye tarif ediyor.

‘Pamuk Şeker’ Seda Bakan

Seda Bakan, rolünü anlatıyor:

“Benim karakterimin adı Pembe Şeker. Pudra kokulu, sürekli ‘hayat çok güzel’ diyen, ‘kötü insan yoktur’ diyen, 69’larda yaşayan mutlu bir Yeşilçam karakteri. Ama gözleri görmüyor! Ailesiyle mutlu mesut yaşarken Arif ve robot 216 çıkageliyor ve ne hikmetse bizde kalıyorlar (gülüyor) ve bizim hayatımızı yaşamaya başlıyorlar. Sonrası olaylar, olaylar...”

Böyle usta oyuncularla çalıştığı için şanslı sayıyor kendini. “O kadar usta bir ekip ki, yanlarında sırıtmamak için ekstra çaba harcıyorum, çok çalışıyorum” diyor.

Kötü adam Zafer Algöz

Zafer Algöz rolünü anlatıyor…

“Arif ve robotun düşmanı, bir oyuncak fabrikatörünü oynuyorum. O dönemin en zengini, filmin kötü karakteriyim. Kötü ama sevimli!”

Algöz “Hayatımda çok sinema filmi yaptım, ama Cem’le yaptığım filmleri hep başka yere koyuyorum. Cem’in bir derinliği var, yazdığı karakteri karikatür gibi çizebiliyor, diyalog yeteneği var,” diyor ve ekliyor: “Ait olduğum yerdeyim.”

Filmde kimler,  kimler yok ki...

Filmde acayip bir kadro var. Hemen sıralayalım….

* ‘Ceku’ yani G.O.R.A. filminde Cem Yılmaz’ın karısını oynayan Özge Özberk, bu kez filme facetime’dan iştirak ediyor.

G.O.R.A.’dan hatıra Özkan Uğur da filmde.

Farah Zeynep Abdullah, 69 yılındaki Ajda Pekkan rolünde. Onun şarkılarından birini seslendiriyor. Cem Yılmaz şunu söylüyor: “Ajda Pekkan bizimle iki toplantı yaptı. Açıkçası ben ‘Bu toplantılar bizi nereye götürecek?’ Yapmayın mı diyecek acaba?’ diye çekiniyordum. Fakat bir gittik, Ajda Hanım kendi şapkasını getirmiş, kirpikler getirmiş, saçı kıyafeti şöyle olmalı diye çiziyor. Çok katkı sağladı, mutlu olduk...”

Çağlar Çorumlu ise bu filmde Zeki Müren oluyor! Zeki Müren gorse herhalde şaşakalırdı, çünkü biz sahnelerini izlerken şaşakaldık, öyle muazzam bir benzeme hali! Zeki Müren’in evi birebir yapılmış, onu da ekleyeyim…

* Sadri Alışık’ı Mert Fırat oynuyor, Ayhan Işık ise Şükrü Özyıldız. Ozan Güven’in içine sindiremediği rol de işte bu! “Bir filmde Ayhan Işık oynanacaksa neden ben oynamıyorum. Ben daha çok benziyorum” deyip duruyor. Üstelik bayağı ısrarlı bu konuda! O akşam setin en büyük mizah konusu da buydu.

* Kerem Alışık’ı unutmayalım. Babası rolündeki Mert Fırat’la karşılıklı oynarken, sette duygusal anlar yaşanıyor. Ki sonradan o sahneyi izlerken, biz de etkilendik.

* Filmin müziklerini İskender Paydaş yapıyor, filmde de orkestranın başında ayrıca.

Sohbetin ve çekimlerin ardından set sofrasına davet ediliyoruz. Açık havada uzun bir masa kurulmuş. Cem Yılmaz, Ozan Güven, Seda Bakan, Zafer Algöz, Can Yılmaz ve yönetmen Kıvanç Baruönü masada.  Yemekte rosto, patates püresi, ıspanak, salata var.  Zafer Algöz’ün telefonuyla bu anı da ölümsüzleştiriyoruz.

Filmin belgeseli de çekiliyor

* Filmdeki toplam oyuncu sayısı 3bin. Teknik ekibin sayısı ise 150.

* Uzay gemisini ilüstratör Berkay Tahmaz çizmiş; bir oyuncaktan yola çıkılmış. Dekorlar Hakan Yarkın ve ekibi tarafından yapılmış..

* New Look ve Fikir Sanat ekibi ortak yapımcı.

* Filmin belgeseli de çekiliyor.

Karadayı dizisinin mahalle dekorları da kullanılmış.

* Seda Bakan, “Cem Yılmaz’la çalışmak nasıl?” sorusuna “Bedava stand up izliyorum,” diye cevap veriyor, çok mutlu. Set yemeklerinden de çok memnun, tam üç kilo almış. En çok yemek yiyenleri açıklıyor: “Ben ve Can Yılmaz!”

* Filmdeki uzay gemisinin adı KML 3000. Yani Cem Yılmaz oğlu Kemal’in adı. Kemal, set ziyaretleri sırasında koymuş bu ismi. “Baba bunun ne zaman işi bitecek eve götürelim,” diyormuş.



 

 

Posta versiyonu....




1 2
Şirin Sever
01/09/2017 18:35
YORUMLAR




DİĞER HABERLER