Yaz’ın Öyküsü sadece bir yaz öyküsü değil
Yaz kızımız hırçın, Yaz kızımız gururlu. Anne yok, baba yok. Bakteriden ürediğini düşünüp kim olduğunu sorguluyor. Ece Çeşmioğlu biraz fazla rol kesiyor ama 2-3 bölüme role oturacağını düşünüyorum. Arkadaşlarının hepsi doğal, yapmacıklıktan uzak. Vildan Atasever anne olduğunu bilmeden müthiş bir anne olmuş. Ağladığında iç çeke çeke, kandan gözyaşları döke döke ağlıyor resmen. O kadar inanıyorsunuz ki acısına gözleriniz doluyor. Tansel Öngel olmaz demiştim, tükürdüğümü yaladım. Çok da güzel olmuş, pek de güzel olmuş. Tavırları yumruklamalık ama babalık dürtüsü sevilesi olmuş. Umut Hanım dedi ya, çok güzel bakıyorsun diye. Çağdaş Onur Öztürk nasıl biliyorsak öyle. Hep güzel bakıyor, hep rolünü dolduruyor.
Yaz dizileri malum. Fındık fıstık tadında, rengarenk, lay lay lom izlenir gider. Ama ilk bölüm itibariyle Yaz’ın Öyküsü öyle sıradan bir yaz öyküsü olmadığını, çerez gibi izlenemeyeceğini kanıtladı. Çok erken olacak ama sanki yaz diziliğinden sezon diziliğine geçmeyi de ilk bölümden garantiledi bence. Son olarak Vildan Atasever iyi ki kadın programı sunmamış, sunmasın da rica edeceğim :)