Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
1. Amerikan yapımı olsa da fazlasıyla bizim hakkımızda ve özellikle şu günlerde çok güncel bir dizi.
“Ucu siyasetçilere dokunduğu için üsleri tarafından engellenmek istenen bir soruşturmayı türlü yöntemlerle devam ettiren, neticeye ulaştıran ve sonunda bunun için cezalandırılan bir grup polisin hikayesi.”
Biz TC yurttaşlarına bugünlerde çok tanıdık gelen bu cümleler HBO’nun 2002-2008 arasında beş sezon yayınladığı The Wire dizisinin tanıtım cümlelerinden. Mekan post-modern zamanlara ayak uyduramadığı için yavaş yavaş çürüyen eski bir doğu kıyısı liman şehri: Baltimore. Kısır eğitim, güvenlik ve ekonomi politikalarıyla uyuşturucu ticaretine iteklenen kenar mahallelerin siyahi gençleri. Uyuşturucu çetelerinin seri cinayetlere varan pervasızlığından bıkan, çoğu alkolik ve sorunlu bir grup polis. Geleneksel asayiş metotlarıyla sonuca ulaşamayan dedektiflerin teknik takip ve dinleme yöntemlerini keşfetmesi. Kovuşturmaya konu olan suçun, sürecin sonunda sistemin bekasını sağlayan ana kaynak olduğunun ortaya çıkması. Demokratik besin zincirinin en üstündeki siyasetçilere ulaşınca aceleyle kapatılan bir soruşturma ve görevlerini iyi yaptıkları için cezalandırılan polisler.
Yukarıdaki cümlelerden de anlaşılacağı üzere çok bizden bir hikaye. Türkiye vatandaşları olarak içinde yaşadığımız gerçekliğe dair evrensel bir kurgu. Fakat onun kadar asap bozucu ve bıktırıcı değil.
