Kendal, kimseyi dinlemeden yaşayan bir âdemoğlu. Karagül dizisinin bilinen tabir ile 'sevilen' kötü adamı. Ona kötü demek doğru mu, bunu bilmiyorum gerçi. Onun hikâyesi izleyenleri garip bir efsunla kendine çekiyor. Bağırıyor, çığlık atıyor, planlıyor, gülüyor, yeri geldiği zaman kendine de kızıyor. Düşünüyor, düşünmeden hareket etmiyor. Kendal kendi gerçeğine inanıyor. O ‘nun gerçeğinde kötüler evlerini terk edenler, inandıklarına sırt çevirenler ve onunla aynı fikirde olmayanlar… Ve toprağına saygısı olmayanlar. Aslını inkâr edeni ikiyüzlülük ile suçluyor… Soralım kendimize, asıl derdi buysa haksız mı?
Karagül dizisi Şanlıurfa’nın Halfeti kasabasında çekiliyor. Batman’in Gotham’ında çekilse Kendal Batman’e kök söktürür müydü, kardeşine, annesine, yengesine ve diğerlerine kök söktürdüğü gibi… Kesinlikle. Peki, biz onu yine izler ve Kendal bu hafta ne yapacak diye merak eder miydik? Hiç şüpheniz olmasın! Kendal karakteri, Karagül’ün yükselen başarısında yapımcısı, diğer oyuncu arkadaşları ve bütün set ekibi kadar pay sahibi. Hatta onların tökezlediği yerde onları sırtlayabilecek kadar da ayakları sağlam basıyor yere. Ve Kendal’ın nefesi, kolu bacağı Mesut Akusta.. O kendi türü içerisinde bir efsane karakter yarattı. Belki de bunu farkında olmadan yaptı. Ağalı, konaklı diziler bitti, artık kimse siyah takım elbiseli adamların şivesini dinlemiyor denilen yerde Mesut Akusta Kendal ile elele verdi ve cuma akşamlarına yeni bir renk hediye etti. Azıcık kum sarısı, bolca acı domates salçası kırmızısı ve fonda bir su sesiyle… Suyu yeterince iyi dinleyenler derinden gelen türkü seslerini de duydular.