Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
İkimiz… belki de üçümüz...

Önce yalandı… Sonra hayal oldu… Sonra gerçek…  Aşk oldu!

51.bölümü izledikten sonra kendi kendime sorup durdum. Defne ile Ömer tam da sezon finaline bir kala neden ayrıldılar? Haydi, ayrıldılar neden barıştılar? Düzenli olarak dizi izleyenler bilirler ki bir dizinin sezon finali, sonunda mutlaka bir merak ve/veya heyecan barındırmak zorundadır. Ben düzenli bir dizi izleyicisi değilim. Düzenli izlediğim tek dizi Kiralık Aşk, ama ben iyi bir iletişimciyim ve 30 yıldır da sektörün içindeyim. Dolayısıyla Amerika’yı yeniden keşfetmenin âlemi yok! İşini bilen her yapımcı elindeki en büyük havucu her zaman sona saklar. Öyle de oldu! Aynı şekilde; Kiralık Aşk’ı düzenli izleyen 100 kişiye “Ömer’e sırrı kim söylemeli?” diye sorsanız hepsinden tek bir cevap alırsınız. Defne! Yani öyle büyük tahminlere filan gerek yok! Olması gereken oldu. Hiç klişe olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü tüm ekip bize öyle bir bölüm izlettiler ki, her şey öyle ince düşünülmüştü ki çıtayı alıp Allahü Ekber dağlarının tepesine koyuverdiler.

Böylece 52 haftadır süren maceramızın “ilk bölümü” geçtiğimiz Cuma günü itibariyle sona erdi. 2. sezon, maceramızın 2. bölümünü izlemeye başlayacağız.

Bu güzel maceranın ilk bölümünü nasıl sonlandırdık bir bakalım o zaman… Bize ne anlattılar, aslında ne demek istediler bir inceleyelim. Bütün bunları yazarken belki biraz tekrara düşeceğim, ama sonuca ulaşabilmemiz için bunları yeniden hatırlamamız şart. O yüzden şimdiden affola diyelim Hikâyemiz Defne ve Ömer’in hikâyesi… Ben de bu hikâyeden bana geçenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Derler ki "Hayat sevdiklerimiz için gösterdiğimiz ısrardan ibarettir." O kadar doğru ki... Biz, çok uzun zamandır Defne ve Ömer'in aşkları için gösterdiği ısrarı izliyoruz. Birbirlerinden en uzak oldukları zamanda bile aslında ne kadar yakın olduklarını... Birbirlerinden vazgeçmiş gibi göründükleri zamanlar da bile kalplerinin hiç vazgeçmediğini… O kadar uzun, o kadar engebeli ve sorunlu yollardan geçtiler ki... Bazen birlikte, bazen de tek tek… Şimdiye kadar ki en engebeli, en zor yolları ise nikâh masasına yürüdükleri, hepimize yıllar geçmiş gibi gelen o yol oldu. Defne ile Ömer aslında o yol boyunca konuştu. Biz sadece bazılarını duyduk. O konuşmanın tamamını belki bir gün izleriz.

Bir yalanın üzerine yeni bir hayat kurulabilir mi? Çok sevdiğinizi söylediğiniz, hayatınızın geri kalanını paylaşmayı planladığınız birini yalan üstüne yalan söyleyerek kandırmaya devam edebilir misiniz? Ne kadar severseniz sevin bu da bir çeşit aldatma değil mi? Defne, her zaman Ömer’in vicdanı oldu. Ömer her ne kadar kendisine güvenmiyor gibi gözükse de, Defne hayatına girdiği andan itibaren aldığı kararların hemen hepsinde Defne’nin mutlaka bir dokunuşu vardı. Ve o vicdan yeniden devreye girdi. Üstelik bu sefer aşkla birlikteydi. İkisi bir araya geldiğinde öyle büyük bir güçtür ki ne kimse susturabilir; ne de önünde kimse durabilir. Bir de bu, Defne gibi aşkı da, vicdanı da, merhameti de, iyiliği de kocaman yüreğinde bolca barındıran biri olunca önünde durmak tamamen imkânsız oldu. “Seven kalbi istesen de susturamazsın.” Defne kalbinin sesini dinledi ve Ömer’e her şeyi anlattı. Anlattığı şey her ne kadar bir yalanın hikâyesi de olsa tamamen gerçekti ve gerçek bir aşkın hikâyesiydi.

1 2 3
Seyda Yalvaç
30/06/2016 16:16
YORUMLAR




DİĞER HABERLER