Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Game of Thrones'u neden seviyoruz?

Aslında tahtın gerçek sahibi tabii ki senaryosuyla bildik kalıpları dinamitleyen George R. R. Martin.

Bir kere R.R. Martin adeta dikotomileri daha ilk sezondan itibaren dinamitlemiştir. Ortada yığınla karakter bulunmaktadır ve bu karakterler taht kavgası diyebileceğimiz bir merkezin etrafında dönmektedirler. Tahtı ele geçirmek ise pek de öyle ‘iyilerin’ başarabileceği bir şeye benzememekte ve iyiyi –iyi kötü- temsil eden karakterler bunu kanıtlarcasına birer birer acımasızca ölmektedir. R.R. Martin’in iyilerin de yeterince kötü olması gerektiğini vurguladığı bu yapı, koşullar göz önüne alındığında mükemmel tasarlanmıştır. Evet, içinde saf kötü ve saf iyiliği temsil edecek karakterler de bulunmaktadır, ama bu karakterler sürekli bir dönüşüme uğramakta ve değişmektedirler. Bu yüzden dizideki hemen her karakterin hayatta kalmak için kurnaz, sinsi, zeki, yalancı, acımasız vb. özelliklere sahip olduğu görülmektedir. Martin tarafından torpilli görünen ve iyiliğin temsili olan Khaleesi bile yeterince acımasız ve vahşi tasvir edilmektedir.

Ortaya çıkan durum, kötü olmayı öğrenen iyilerle daha kötü olmaya çalışan kötülerin savaşıdır: sıfatları çoğul kullanmak zorundayız, çünkü bu Batman ve Joker durumu değildir, Vietnamlılarla Amerikalılar durumu da değildir. Bir sürü, yığınla karakter birbirine düşman filan değildir, bu insanların amacı tahta oturmaktır. Amaç teoride düşmanı yok etmek değildir yani, tahta çıkmaktır. Herkes tahta çıkmaya talip olunca da ortalık birbirine düşman kesilen karakterlerden geçilmez olmaktadır. R.R. Martin burada bir oyun yapar. Uzun bölümler ve sezonlar boyunca sürekli tanıtıp seyirciyle özdeşleştirir karakterlerini; izleyici birbirinden farklı bu karakterleri meşrebine göre sahiplenir ve sever, fakat dizide tüm dünyayı şoka sokan Stark’ların (özellikle kanlı düğün sahnesi) ölümü bize R.R. Martin’in formülünün aslında hayli basit yapısını sunar: ortada bir tane taht ve ona talip yığınla kişi olduğuna göre er ya da geç bu insanlar taht için karşı karşıya gelecek ve her karşılaşmada birileri ölmek durumunda kalacaktır. Sevilen ve özdeşleşilen karakterlerin ölümü R.R. Martin’e izleyicilerin duygusal tepki göstermelerine neden olmuştur. Oysa biraz düşünürsek olan şey, R.R. Martin’in altı üstü tahta giden yolda senaryodaki safraları atmasıdır. Neticede sevilen 10 karakterin hepsinin kardeş kardeş tahta çıkması pek olası görünmemektedir!

1 2 3
İsmail Yaprak
09/08/2014 07:35
YORUMLAR




DİĞER HABERLER