Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Yaşamak istemediğin hayata kırmızı kartını çıkart!
Sezon: 1 Bölüm: 5

Herkese merhaba. Umuda Kelepçe Vurulmaz dizisini 1. bölümden itibaren yorumlamak isterdim ama geç olsun güç olmasın diyelim. Farklı hikayesiyle görmek istemediğimiz tarafımıza parmak basan bir diziyi konuşmamak, yazmamak olmazdı diye düşünüyorum.Hadi öyleyse karakterlerimizi atomlamaya geçelim. Kimse alınganlık etmesin arkadaşlar ancak ben önce dizimizin masum yüzlü çocuğuyla başlamak istiyorum.

FIRAT

Mert Yazıcıoğlu’nu ilk olarak Karagül dizisiyle tanımıştım. Oradaki karakterini de öylesine inanarak canlandırmıştı ki artık onu televizyon ekranlarında izlemek benim için ayrı bir keyif haline gelmeye başladı. ‘Umuda kelepçe vurulmaz’ diyenlerden birisi de Fırat karakteri. Maalesef hayat hep istediğimiz yöne doğru akmıyor, elimizde olmayan sebeplerden ötürü bambaşka yerlere sürüklenebiliyoruz. Nitekim Fırat’ın hayatı da bir anda ıslahevine doğru sürüklendi.

Haberim yokmuş gibi çek pleaseee☺☺☺

Fırat içindeki sevgisini dışarıya sakınmadan gösterebilen bir çocuk. Ailesine bağlılığı, sevdiklerine olan karşılıksız sevgisi, arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde yaptığı fedakarlıklar… saymakla bitmez yani Fırat karakterinin içinin güzelliği. Fırat’ın bu bölümde sergilediği duruşunu yorumlamaya geçmeden önce geçen bölüm içimi titreten bir sahneyi dillendirmek istiyorum. Evet Onur’un Fırat’a yaptırdığı işkence sahnesinden bahsediyorum. İzlerken içimin üşüdüğünü hissettim. Aslında o sahne bize ilerleyen bölümlerde karakterlerimizin duruşlarını gösteren bir sahneydi. Onur karakterinin ileride ne kadar acımasız ve hasta ruhlu birisi haline dönüşebileceğini görmüş olduk. Fırat’ın ise hep olduğu gibi sevdiği kişiler için nelere katlanabileceğini apaçık görmüş olduk.

Gelelim dün geceki bölüme. Kardeşinin katilinden intikam almaya yemin eden Fırat bu bölümde en büyük şokunu annesiyle yaşadı diyebiliriz. Ahh be masum yüzlü çocuk, kızma annene. Senin gözünü intikam ateşi bürüse bile bir evladını kaybetmiş bir anneden diğer evladını göz göre göre ateşe atmasını bekleyemezsin. Yalnız bu kırılan cd fake’ini benim de yediğim gerçeğini değiştirmiyor orası ayrı. Ahhaha. Fırat her ne kadar annesine kazanın görüntülerinin içinde olduğu cd’yi kırdığı için öfkelense de annesinin o cd’yi kırarken kestiği elini gördüğünde bile içi acıyacak bir çocuk. Ahh ayyhh. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık hesabı. Ne annesine ‘niye yaptın’ demekten geri durabilir ne de ‘çok canın acıyor mu’ demekten. Off be masum yüzlü, her bölüm biraz daha içimi acıtıyorsun. Allah’tan Ceren kızçemiz var da biraz olsun yüzüm gülüyor. Ceren ve Fırat’ın ikili sahnelerini ağzım kulaklarımda izliyorum. ŞA-HA-NE-LER…

Ceren, Fırat’ın kalbindeki kardeşinin acısına bilmeden ortak olsa bile yine de Fırat’ın eline uzanan el onunki oluyor. Masum yüzlüm benden sana tavsiye başkalarının dediklerine inanıp da sana uzanan kırılgan eli geri çevirme. Bir de işin kız kardeş tarafı var tabii. Madalyonun iki yüzü misali. Vallahi masum yüzlü Fırat’ım kız kardeşinden biraz çekeceksin, yapacak bir şey yok, ne diyeyim. Onur’un planları yüzünden olmasa bile bu bölüm gözümüze yakılan ışıkta gördüğümüz üzere Azad yüzünden ilerleyen bölümlerde kız kardeşinle aranızda soğuk rüzgarlar esecek gibi. Aman diyeyim fırtınanın önüne öfkeni de katıp kötü sonuçlara meyil verme. Amaaann oralara gelene kadar daha çooook uzun yol var gibi. Boş ver, biz şimdilik Azad-Elif- Onur üçgenini bir köşeye bırakaduralım. Onlar köşede duradursun biz gelelim senin şu sonu gelmez iyi niyetine.

Ceren ile Onur’un merdiven başındaki konuşmasını gizli gizli dinledin, üstüne Ceren’in lafları hoşuna gitmiş olacak ki gülümsedin de, e be masum yüzlüm madem bu kızı seviyorsun niye onun o cadı kuzeninin dediklerine inanıyorsun yahuuu… delirtme beni. Daha aşkınız başlamadan sen araya başkalarının laflarını sokacaksan ohhoooo seninle çok işimiz var paşam. Olmaz böyle. Ayağını denk al, ben sana diyeyim. İşine gelince zehir gibi çalışan kafan o kuzeninin saçma sapan sözlerinin altındaki hinliği nasıl çakozlayamadı, vallahi aklım almıyor. Yahu az bir sözlerin altını eşele, bir dur düşün, sonra git Ceren kızçemi payla. Ne yazık ki bu bölüm aşk konusunda eksi puanı hanene ekliyorum. Ama sen iyi çocuksun biliyorum, ilerleyen bölümlerde bu eksiyi artıya dönüştürürsün. Kulağına küpe et ve o kuzenin sözlerinden uzak dur pleaseeee.

Islahevleri ülkemizin de kapanmayan yarası. Hapishane sahnelerine de çok ufak değinecek olursak kardeşinin suçunu alarak girdiğin ıslahevi hayatı seni çok yoracağa benziyor. Neyse ki ıslahevinde dostun da yok değil. Sıkma canını geçer. Hapishanedeki avlu sahnesinde dostluk detaylarına hayran kaldım. Bir çift ayakkabının tekinin bile paylaşılması detayıyla yüreğim sızladı. Bu güzel mi güzel detaylar kimin fikriyse buradan ona da kocaman bir öpücüksss attım gitti. Şimdi asıl yere geçelim. Son sahnedeki Onur ve Fırat ikilisinin birlikte sırtladığı bölümlere tek kelimeyle BA-YIL-DIMMMM. Mert Yazıcıoğlu ve Burak Dakak ikili sahnelerde döktürüyorlar. Geleceğin jönleri mi yetişiyor nedir? Son sahnede tanık olduğumuz üzere Onur’un acımasızlıkta hiçbir sınırı yok. Üstüne Fırat’ın da inatçı kişiliği eklenince bu sahneler izlerken beni diken üstünde tutmaya yetiyor. Bu ikiliyi izlemek büyük keyif. Sizleri seviyorum masum yüzlü çocuk ve psikopat çocuk.

1 2 3
Gülsem Gencel
01/12/2016 16:58
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR