Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
Ağlamıyorum, gözüme Sude'nin gurur verici davranışı kaçtı arkadaşlar. Genç İplikçi soyunun asaletinden olsa gerek, asparagas haberden kaçınan Sude, gel sana bir sarılayım. Öncelikle, Sude'nin gerçekten arkadaşları olmasına çok sevindim zira biz onun hayali arkadaşları var sanıyorduk. Onca işinin gücünün arasında beş dakika Deniz'e laf sokmaya gelen Feryal, konuk oyuncu gibi konuk oyuncusun, senin de emeğine sağlık. Deniz&Sude'ye gelince de, onlar da ne yaptıklarını ne yaşadıklarını pek bilmiyorlar aslında. Deniz resmen kıskandı Sude'yi, Sude'yse bindim bir alamete ama haydi hayırlısı modunda takılıyor. Yanmaktan korka korka ateşe yürüyor başka bir tabirle de, olmuşlar ama zevkle izliyorum.
Sinan'cığım bir panik yanlışlıkla evlenip baba olacaktı. Sübliminal mesajı gönderen Yasemin değil, evren, evren, evren. Bu nasıl bir yürek yemişlik bilmiyorum ama haftalar önce Ömer'e, evleneceğini açıkladığı kadına, evlenmenin ne kadar saçma olduğunu anlata anlata bitiremedi.
-Aşkım sen evlenmek istediğimi mi sandın yeeağ?
-Ay ben öyle sandım yeağğ.
Sinan'ın arkasından Yasemin;
-Ama evlenebilirdik de yeağğ.
Olayın özeti budur, tebrik ediyorum ediyorum Sinan, bir genç kadının daha hayalleriyle oynadın. Uslanmazsın sen, akıllanmazsın sen. Erkekler, erkeklerimiz, Sinan'ı izleyin, izleyin de görün bir kadının aklında yokken nasıl aklına evlilik fikri sokulur da bir kadın tribe teşvik edilir, mikemmel örnek!
Şimdi ortada bir mektup var, el değiştire değiştire sağlam kalmaya devam eden ve açılmamakta direnen. Dikenli sır topumuz, ya da Defne'nin tabiriyle vicdanımız, artık nasıl adlandırırmaktan hoşlanırsanız. Necmi Bey'imiz Defne'ye şu tavsiyede bulunuyor; "Madem, sen anlatamıyorsun, bırak mektubu okusun, korkma yeter artık. Bunu aşmanız lazım, bırak öğrensin, doğrusu da bu.." Necmi Bey'ciğim madem doğrusu Ömer'in öğrenmesi, gerçekten de doğrusu mektubu okuyarak mı öğrenmesi? Sen ciddi misin? Madem Defne anlatamıyor, sen gidip anlatmaya ne dersin, bi amca gibi, bi baba gibi. Bence süper fikir de senin aklına gelmedi sanırsam. Siz de benim duyduğumu duydunuz mu peki? Kendileri, Defne'nin bu hallerine çok üzülüyormuş. Nerede üzüldün, ne zaman üzüldün, ben neden görmedim? Ayrıca aynen kanka, zaten Defne size beni parayla tutun da Ömer'in hayatına sokun dedi. Acaba olanlardan biraz da kendini sorumlu tutabilir misin? Bence bir düşün derim bunu.
Defne, Şükrü Abi'min elindeki mektubu gördüğünde aydınlanamama yaşadı. Sesler beyninden bir bir geçerken, İso'nun "Senden öğrensin," sözüne hiç önem vermedi. "Bir şey yok Şükrü Abi" diyerek, kendini kadere teslim etti. İso'm, Ömer'in ne kadar üzüleceğini, parçalanacağını Defne'ye defalarca söylemişti oysa ki. Ben de utanmasam diyeceğim ki, "Gerçekten Ömer'i sevip sevmediğine karar ver Defne, bu artık çok kırıcı olmaya başladı.." Al mektubu, koş peşinden git anlat. Olmadı her 20kişiden 19'u bu sırrı biliyor, başlasın biri anlatmaya, canı sıkılırsa diğeri onun kaldığı yerden devam etsin. Ama Ömer, Fikret'ten öğrenmesin bunu, bu fazla yaralayıcı. Kiralık Aşk'ı anlatamayan çıksın, dizi kasmaya başladı.
