Bölümün en ilgi çekici sahnelerini de Dedektif John Lowe ve Iris’in barda oturdukları sahnelerin akabinde, Cortez’in geçmişine uzandığımız kısımlarda izledik. Iris’in Lowe’u her gördüğünde yelkenleri suya indirmesi harika. Bir de bu bölümde Lowe’a ettiği laflar çok iyiydi, epey güldürdü. Iris sayesinde Otel Cortez’in mazisinde neler yattığına şahit olduk. Otelin sahibi ve kurucusu olan Mr. March rolünde Evan Peters, son derece iyi bir performans ortaya koydu. Özellikle sesini çok iyi kullanıyor. Son iki sezonki nispeten bayık karakterlerinden sonra karanlık tarafa geçmesi işe yaramış. Bıyıklar da o biçim; katil Ayhan Işık seni! James Patrick March, tamamıyla din karşıtı ve cinayetlerini işlemek için 1925 yılında yaptırdığı oteli bir tuzak olarak kullanan bir katil. Arkasını da, ona son derece sadık olan çamaşırcı kadın Miss Evers topluyor. Bölümün başlarında akıbetine vakıf olduğumuz İsveçli kardeşlerden Agnetha’nın çöp kanalında biten yolculuğunda da kendisini gördük zaten. Mr.March’ın bir kadının etrafını duvarla kaplayıp onu ölüme terk ettiği sahne, bana Edgar Allan Poe’nun “Amontillado Fıçısı” adlı öyküsünü hatırlattı. Polisler kapısına dayandığında ise kendi boğazını kesmesi zirveydi. Cortez’in “işleyişi” hakkında böylece daha çok fikir sahibi olduk. Şu an için loş bir odada bazı şeyleri görüyoruz ama bazı şeylere de henüz vakıf değiliz.