Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Bir yıl olmuş, Poyraz Karayel hayatımıza gireli
Sezon: 2 Bölüm: 39

Hayata karşı genel duruşum, kesin bilgi, yay. 

Vee atasporumuz: Stalk. İsim biliniyorsa, soyisim öğrenilir, ilk yapılan Twitter hesabı aramak, bulunca yazdıklarından, karakter analizi çıkarmak, varsa Facebook’una dalıp akraba eş dost kısacası aile kavramına bakmak, son iş olarak Instagram'da aramak. İnstagram sona bırakılır çünkü en güzel fotolar hep orada ya, görmeyi geciktirmek ne işe yarayacaksa. Yüzleşecek gücün varsa, gittiği mekanları bulup çıkarmak ve son olarak yüzleşme. Tabii tüm bunlar bir kadının başka bir kadını stalk’laması söz konusuysa bu sıralamada. Diğer konular için buyurun Pucca’ya. Zira ben dahil, bir nesil onunla öğrendi stalk’lamayı. Ne diyorduk, ha Ayşegül. Hastayım, ben kesinlikle bu kadının oyunculuğuna hastayım. Kaşına, gözüne, mimiğine, jestine ayrı hastayım, güzelliğine ayrı hastayım. Kendisini tee Kınalı Kar’dan hatırlıyorum ancak kalbimde taht kurmuş rolü Merhamet’teki Deniz rolüdür. Ama Ayşegül olarak da ayrı bir parantezi taaaa birinci sezon sahnelerinde açmıştım zaten. Yine diyorum, hastanızız efendim. Net, korkacan abisi, damarına basılmış insandan korkacan, kadından daha da bir korkacan. Yaaaaa Poyraz efendi öyle sıkıştırırlar köşeye seni de, taaaa Big Bang’lere kadar inmek zorunda kalırsın. Ayrılmayın ama n’olur, gerçekten bünye kaldırmaz, yapmayın. Çıtayı Ekzosfer’e çıkardınız, siz ayrılırsanız kim kalır elimizde tutunacak.

Beyin devrelerimin yandığını, fiziksel olarak hissediyorum bazen Poyraz’ı izlerken biliyor musunuz? Hayır, kızamıyorum da çünkü bir amacı var. Ve gayet mantıklı. Bir de işleri inanılmaz pis batırıp, çok şapşalca toplama çalışmaları var, kaldım iki arada bir derede. Adamın ceketinin cebi bile inatlaşıyor adamla ya, etrafındaki herkes sorguluyor adamı, sıkıştırıyor. İzlerken bin kaplan gücünde, yemin olsun döverdim ben olsam diye giriyorum, yazarken pıstt kaçıveriyor kaplan, çünkü durup demledikçe karakteri kafamda n’apsın Poyrazcık’a bağlıyorum. Ama dedim, sen o 97 günü unuttun galiba Poyraz’cığım Karayel dedim. Ayıkla bakalım pirincin taşını, ayıklayabilirsen.

Baba’ya yalan söyledin anladım, herkese yalan söyledin, hepsine tamam. Ama Ayşegül? Hani verdiğin sözler Poyraz? Ben yalan diyorum, sen çıkıp şarkı söylüyorsun! NEEEEE? Hem de ilk şarkınız, Ayşegül’ün gözüne baka baka okuduğun ilk şarkı. E pes Poyraz! Limon sat, aşklı yaşa Poyraz! Tepki tamamen kadın dayanışması baaabında, yoksa Poyraz’ın bir amacı var, tabii ki biliyorum. İnsan kendi hayatını kendi zorlaştırıyor işte azizim. Dese ki durum bu Ayşegül, hiç gerek kalmayacak böyle şeylere. Ayşegül üzülmesin istemekte, anlıyorum ama ‘neler geçmedi ki!’ Bu da geçerdi elbet. Bu da geçer diye diye sürecek ömür, var mı başka yol yordam? Sevgi, çiçek, böcek tamam da itiraf edelim acılarla yaşıyoruz. En babası gelse diyemez ki, intikam almak mı, o da ne? Ne demişti Baba: İntikam, insanı ayakta tutuyor. Üste çullanan acılara karşı bir savunma mekanizması intikam ve öfke. Marifet dozunu tutabilmekte. Ha yetiyor mu? Yetmiyor, ne yapsan yetmiyor. ‘Neler geçmedi ki, bu da geçer’ diye oturup bekliyorsun, kaderin sana en güzel sonunu vereceği günü. Hep kısmet bu işler.

1 2 3
Buse Savaş
07/01/2016 18:23
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR