Baba oğul bir alış veriş merkezi nasıl talan edilir adlı bir oyun sergiledi bize. Öncelik tabii ki oyuncakçıydı, sonra kıyafetler ve tabii ki modellik! Huyunu babasından yüzünü annesinden almış evlere şenlik, hamuru şerbetli, Şam şeytanı, büyümüş de küçülmüş Kaan. Neler yazsam, ne methiyeler düzsem! Bu sene çocuk oyuncuların senesi galiba? Dizilerde bir güzeller bir güzeller, kendi yaşlarının üç dört katı olan nice oyuncuya taş çıkartıyorlar!

Bu eğlenceli sahneleri izlerken Aybars Kartal Özson’un mimiklerine mi yoksa birbirlerine kıyafet seçip modellik yapan baba oğula mı kalp çıkartayım kafamdan kararsız kaldım. Domestik yanı ağır basan kızlarımızın dikkatine! Bir bardak soğuk suyu sehpaya koydum ben ekrana bakıp bakıp içiyorum, size de tavsiye ederim. İnsanın aklını başına alması için gerekli böyle şeyler!

Ve tabii ki Feyza ve bir tabii ki daha, Neslihan!

Alışveriş merkezinde baba oğul eğlenceli bir gün geçirirken Feyza’nın gelip Kaan’a Barış demeye başlamasıyla o harikalar mükemmeli gün güzel ata binip gitti. Avm’nin Neslihan’lısına insanın Feyza’sına kaldık… Ama kanımız yerde kalmadı sevgili seyirci! Naz’ın parfümünü almak için bir kozmetik mağazasına giren Ali Nejat, Feyza’nın patavatsızlığından yararlanıp Neslihan’ın hevesini kursağında bıraktı.  Peki, Feyza durdu mu? Durmadı. Kaan’ı eve götürdüğünde Barış’ın odasına yerleşmesini sağladı, kıyafetlerini Barış’ın dolabına koydurdu hatta hızını alamadı ve Kaan’a banyo bile yaptırdı! Ben ağzım açık, şok içinde izledim. Tamam, kadın rahatsız, dikkatli olunmalı ani çıkışlar hoş sonuçlar ortaya koymaz ama bu nedir yani? Acısını düşüne düşüne sustum ama o yemek masasında Ali Nejat’ın yerine oturması ile film koptu bende.

Ama Ali Nejat? Ben sinirimden kurdeşen dökmeye doğru giderken olayı gayet sakin karşıladı. Hatta Kaan’ın doğruları söylemesi ile kırılan ablasını korudu. Hem baba, hem çocuk, hem âşık hem abi olunmaz! Olunmamalı. Bize de yazık…

Yemekteki olaylardan sonra gözlerinden inci gibi yaşlar düşen oğlunun yanına geçip onun anlayabileceği dilden olanları anlattı Ali Nejat. Kaan dinledikçe durumu anladı, anladıkça özür dileme isteği ağır bastı. Bir de midesi, ah o zavallı midesi… Abur cubur istiyordu işte. Önce gidip halasının gönlünü aldı sonra da istikamet hamburgerci! Hatta o meşhur domatesleri tokuşturup bir güzel karınlarını bile doyurdular.

Bu sahnede beni etkileyen şeylerden biri Kaan’ın ilk adının Ali olması ve ikincisi Ali Nejat’ın eğlence merkezi için form doldururken Kaan’la ilgili şeyleri bilmediğini fark edip bozulması oldu. Sürekli onun yanında, onunla ilgileniyor ama bilmesi gerekenleri de biliyor mu? Bu noktada arabada kendini zorla eve bıraktıran Neslihan’ın ‘Kaan’ın bir anneye ihtiyacı var.’ Fikrine yoğunlaşır mı dersiniz? Bence yoğunlaşsın. Hatta şöyle kokusu burnunda birilerine doğru yoğunlaşsın.

Eve gittiklerinde Kaan’ın yatağını eve getirmiş olması gibi bir jesti olsa da Kaan’la ilgili daha çok bilgiye ihtiyacı var. Bir örnek giyinmekle, gezip tozmakla bitmiyor. Yine de birbirlerine çabuk ısındılar.

Benim ise tek derdim şu “Koçum!”dan kurtulmak! “Babacım”ın suyu mu çıkmış ya hu? Bir bölüm boyunca duyacağım diye üçlü burgu ikili salto attım ekranın başında. Lütfen, yetkililere sesleniyorum… Sahip çıkalım miniklerimizin isteklerine.