Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
“Ben onu bir daha gömemem!”
Sezon: 2 Bölüm: 30

-‘’Öp beni bir daha hiç öpemeyecekmişsin gibi!’’

Ayşegül’ün Ayşegül’lükten çıktığı ama hala dünyanın en güzel Ayşegül’ü olma sıfatını sırtladığı, o siyah saçlı halleri ve ‘’Bir kahve söyle bebeğim, sade olsun!’’ tavrı bir kez daha hatırlattı niye Poyraz Karayel’ci olduğumuzu. Tam kavuştular dedik, tamam artık mutlu olacaklar dedik, çöp kamyonuyla gittikleri boğaz manzarasında yaşadıkları ‘’Öpüşelim mi? Öpüşelim!’’ sahnesinden sonra. Yine olmadı. Bize yine hasret, bize yine hüsran! Olur mu hiç Poyraz ve Ayşegül olaysız tek bir gün geçirebilirler mi? ‘’Eskiden bir tek sana yalan söylerdim şimdi senin dışında herkese yalan söylüyorum!’’ dedikten yaklaşık 10 dakika sonra yine sakladı Ayşegül’den. Sen de haklısın be Poyraz’cığım. ‘’Nasıl denir kardeşini babam öldürtmüş olabilir!’’ diye onca karmaşıklığın, kördüğümün içinde. Sen de haklısın.

Sinan’ın tüm çocukluğuyla yaptığı konuşma sanırım en az Poyraz kadar bizimde içimize oturdu. ‘’Babalar mutlu olmaz ki! Babalar hep başkalarını düşünür.’’ Babalar, babalarımız. Sizin de sıranız gelecek elbet ama en başa bir torpil geçelim şu Poyraz’ı alalım be. Olamıyor mu? Sevinmenin, mutlu olmanın bu kadar yakıştığı bir adama bir kıyak geçemez misiniz?

Poyraz ve Meltem’in, Bonnie and Clyde havasında hazırladıkları plan, az buçuk Meltem’in saflığı, az buçuk Ufuk’un kafa çalıştırması sonucunda patladı. Meltem köşeye sıkıştı. Poyraz o sırada hapishanede adam konuşturmak peşindeydi. Meltem de Zülfikar’ı aradı. (Burada kaşları havaya kalkan o sempatik emojiden) Takımı toplayıp giden Zülfikar, Ufuk’u kaldırdı kaldırmasına ama Ufuk yine kafa çalıştırdı ve kaçtı. Tabi burada, parmağını kırmak suretiyle kelepçeden kurtulmak ne kadar kafa çalıştırmaya giriyor, o kafa hangi doğrultuda çalışıyor, daha ne kadar psikopatlaşabilir bir beyin, diye düşünmeme sebep olmadı değil.  Evden kaçan Ufuk tesadüfe bakın ki Ayşegül’le karşılaştı. E dünyanın en güzel Ayşegül’ü n’apsın? Aldı arabaya hastane yollarına düştü. Ufuk yine kafasını çalıştırdı. ☺ Dan dan dan! Ayşegül’ün kafasında silah, Poyraz telefonda. Şimdi sorarım sana pek akıllı Ufuk’çuğum. O hepsi birbirine benzediğinden adlarını unuttuğu saç tellerinden birine dokunursan -bak zarar vermek demiyorum- ne yapar seni Poyraz? ‘’Poyraz sana neler yapmaz?’’ desek sanırım liste kısalır. Estirmez mi Poyraz karayelini? Ha ufuk?

Genel olarak bakıldığında durağan bir bölümdü otuzuncu bölüm. Ama dizideki herkes o kadar iyi ki, o kadar kendinden emin, sağlam ki, gözlerini ayıramıyorsun izlerken. Hiç bir şey olmasa o oyunculuklar için, o çekim açıları için, o müzikler için, her hafta değişen o duvar yazıları için, izlenmez mi bu dizi? Emeği geçen herkese benden sepet sepet kır papatyaları.

Güzel günler.

1 2 3 4 5
Buse Savaş
05/11/2015 20:04
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR