Kahramanımın ve iyilik meleğinin mektuplarının bir an önce kendilerine ulaşmasını dileyerek, hikayenin Sarp'ın üçüncü şahıs olarak kaldığı kısmına odaklanayım. Her meselenin içinde var olup aynı zamanda hiç müdahale edememek nasıl olur deseler, Sarp'ın bu bölümdeki halini tarif ederim. Nedeni ortada. Ben artık Halis düşmanlığıma ara vermek istiyorum deyip İnci Peker'in yanına gider ama Kaan'ın hayatıyla tehdit edilip istediğini yapamaz. Bu da yetmezmiş gibi kendisi yüzünden Maral'ın arada kalmasından rahatsız olup ne olacaksa olsun deyip her şeyi itiraf etmek ister ama Maral izin vermeği için onu da yapamaz. Bu hafta Sarp'ın en sinir bozucu tarafı da sırf öylesi işine geldi diye Maral'ın gerçekleri Halis'e anlatmama kararını onaylaması oldu. Tamam belki en sonunda dayanamayıp Arya'ya gerçeği söyledi ama ilk anda Maral'a yakalandıktan sonra bunu hiç kabul etmemeliydi. Çünkü yine kendi koca kafalılığı yüzünden Maral zarar görmüş oldu. Alıştım gerçi artık Sarp'a. Bir taraftan düzeltsen diğer taraftan yamuluyor. Fazla şansımı zorlamayayım en iyisi.