Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
2.jpg)
Bu bölüm Kaan’ın gözlerindeki ışığa kaptırdım kendimi, söylemeden geçemeyeceğim. Feyza ile konuşurken o afacan bakışları, heyecanlı halleri mest etti beni. Bıcırık haliyle güzel Kaan, bilmiş bilmiş konuşurken. Arada yüzü asılırken ve keşke kreşe giderken… Bu çocuğu bir ara kreşe yazılmıştı hani? Yani oradaki çocuklarla anlaşamadı diye eğitimine geç mi başlayacak? Bu ne yaman toplumsal mesaj? Sizin o güzel ağzınız ne diyor?
Ayşegül’le saklambaç oynamak için koltuğun arkasına saklanıp Nesli’nin Enver Bey’le yaptığı konuşmayı Kaan’ın duyması işlerin fitilini ateşledi. Artık birinin Nesli’ye geçtiği sarı çizgileri göstermesi gerekiyordu..jpg)
Feyza ile yaptıkları konuşmayla zevkten dört köşe oldum ama takıldığım kısım şu; Ali Nejat, kendi hayatından çıkmasını istedi onda tamamız; Feyza geçen haftalarda Nesli’ye yine bir nota vermişti bu da üç mü oldu şimdi? E üç köşe vuruşu bir penaltı değil mi? Aman! Şey… Üç hayır ile uğurlamıyor muyduk?
Soğukların Efendisi Tarık Bey’e ağladığı yerde ekrana bakarak kahkaha attığımı biliyor muydunuz bir de? Ben dedim ama ben dedim, çocuk gibisin dedim sana Nesli. Ali Nejat sana niye baksın… Hatta senin bu içi karanla kim alsın? Umut’la yakıştırmıştım ya seni, vazgeçtim. Ona bile yazık. Kör kuyularda ışıksız kalmaya devam Nesli!.jpg)
Murat’la olanları ise gözlerim, çizgi film karakterleri gibi, yuvalarından fırlayarak izledim. Feyza’nın canını yakmak için kendini attın ateşe ama çıra gibi tutuştun, oh olsun Nesli!
Feyza kanadı kırık bir kuş demiştim, o savaş meydanından sağ çıkamazsın gitme o yola demiştim…
Murat kartlarını sırayla açmaya başladı. Önce araba işine fon desteği sağlayıp sonra Ali Nejat’ın canını sıkacak adımlar attı; sonra Feyza’ya yanaştı, Nesli’ye pas verdi, Feyza’ya ‘ben küçükken çok ezildim, bak hep uf oldu buralarım’ edebiyatı yaptı, Nesli’yle birlikte oldu. Sonra günler çok çabuk geçiyordu, bu trafik beni yordu…
Murat’ın yanında kalacağını düşünmesi de çok saçmaydı. Fitne fücurdan vazgeçme sonra bir de çiçekler açsın iste. Oldu…
2.jpg)
Ve en favori sahnem! İbrahim’in Tarık Bey’in bahçesinde yaptığı o efsane konuşma! Yürü be İbrahim, kim tutar seni! O efsane ayara o kadar kaptırmışım ki karşısındaki karakterin adını hatırlayamıyorum. Amir’di sanırım. Ve Kördüğüm kırmızı iplerinden bir tanesini daha deli gönlüme bağlıyor. Amir’i oynayan Kaya Akkaya, benim gibi aşka aşıkların Sadri’si olur. Yalancı Yarim’de çok sempatik bir roldeydi. Kördüğüm’de ise man bun’ıyla hipsterlıkla mafyacılık arasında kalmış bir karakterle çıktı karşımıza. Ne diyeyim, özlemişiz kendisini. Daha sık bizlerle olur umarım!
Bir de “Senin traşın gelmiş birader, istersen keseriz!” kısmında kafamda “Kardeş, sıkıntı yapma. Sileriz” konuşması canlandı. İbrahim’in bu deli deli hallerini çok seviyorum. Bu yandan bir ölçü kaos alabilir miyiz? İbrahim’in geçmişinden çok güzel hikayeler gelecek, hissediyorum. Yoksa da gelsin, lütfen! Bu hikaye Sectumsempra* laneti yemiş Ali Nejat Karasu ve Talihsiz Olaylar Serüveni* karışımıyla gidemez!
*Sectum Sempra: Harry Potter Melez Prens kitabında geçen bir kara büyü.
*Talihsiz Olaylar Serüveni: Kahramanlarının başına sürekli olarak kötü olaylar gelen bir bilim kurgu kitabı.
