Benim bildiğim ve büyüdüğüm masallarda, masalın kahramanı ya da prensi mutlaka prensese- esas kıza saklaması gereken bir şey verirdi ya da durum onu getirirdi, zaten hali hazırda ortak paylaşımda bir şey olurdu. Düşen camdan ayakkabı, bir yaprak ya da kağıt parçası, bir tutam saç gibi… Zaman değişti, ben büyüdüm o masallar eskidi ve modern zamana uyum sağladı. Ruhlarımız hala eskiyi aradığı için içimizde hep bir yerde kız ve erkeğin bütün imkansızlığa ve yasaklara ya da engellere rağmen bir arada olmasını istedik. Hazal Kaya ve Aras Bulut İynemli’yi ilk gördüğümde kafamda bunlar canlandı, o yüzden kendi kendime dedim; bu bir modern zaman masalıydı. Ve emindim içindeki kötüler sadece siyah giymeyeceklerdi. Hatta zaman zaman fazlasıyla iyi görüneceklerdi.
Sina Koloğlu işin yaratıcısı Kerem Deren-Pınar Bulut çifti ile konuşmuştu. Onlardan aldığı bilgi şu şekilde;
“Bu bir ‘department store’ hikayesi dediler. Tam Türkçe karşılığı yok, dizinin adının Maral olacağını söylediler. Batıda da örnekleri var: Mr.Selfridge…Londra’daki Selfridge mağazaları ve onun sahibinin hikayesi… Bizde hemen aklıma Vakko geldi nedense!”
Şu geçtiğimiz iki senede ne büyük başarısızlıklar yaşadı şu sevgili Türk televizyonları. En iyi çift ilan edilenlerin işleri yaşamadı rafa kalktı, bir sürü star hafiften ekrana küstü. Bu arada “Yarışma kanalına böyle dizi mi yapılır ya?” diye masa altı muhabbetler de dönmekteydi. Hazal Kaya da Adını Feriha Koydum’dan sonra Son Yaz-Balkanlar 1912 ve A.Ş.K ile bu talihsizlikleri yaşadı. Hatta bir de arada kilo aldı-kilo verdi diye kızın resmen başının etini yediler. O sırada bir de Nebahat Çehre sultanımız çıktı “Ben diyordum ona çikolata yeme!” diye açıklamalar yaptı. Kısacası şu tanıtımda gördüğümüz sevimli, naïf çıtı pıtı kız bir star için oldukça zor olarak tanımlanabilecek zamanlardan geçti. Hoş uzun bacakları, açık renk saçları, 1.85 boyu olmadığı için starlığı da kimileri tarafından çok tartışıldı. İşte bu modern zaman insanının dayatması gibi durumlardan sıyrılan Hazal Kaya “Senaryosunu çok sevdim,” dediği Maral’a imza attı. Ondan sonra yanına yakışacak bir erkek aranmaya başladı. Çağatay Ulusoy’un MedCezir’den ayrılıp transfer olacağı, Ekin Koç’un en uygun isim olduğu, Kıvanç Tatllıtuğ’un bomba transfer olarak işin içine girebileceği konuşuldu. Bana göre (diğer isimleri severim bir zorum yok) olabilecek en iyi isimle, Aras Bulut İynemli ile el sıkışıldı. “Birazdan ölümde buluşucaz Aliii Kaaapptaaaan!” dediği günden beri kendisine boş değildim. Gelsin belgesel seslendirmeleri, gitsin şehzadelikler filan derken belki de ilk defa yaşına gerçekten giden bir rolde kendisini göreceğimiz için ben bayağı memnundum. Zira tanıtımda aldığım aura, o göz süzmeler, mimikler filan daha da fazla keyif aldım. Ve Hazal Kaya’nın o mavi elbise içinde salınışına, gülümseyişine bakınca aradığım elektriği buldum, tv8’in ilk büyük çıkış yapan drama işi Maral olacak gibi görünmekteydi.
Buraya kadar bildiklerimizden, hatırladıklarımızdan bahsettim. Şimdi Maral projesinden beklediklerime gelelim. Yani olabilecek ihtimallere ve olması gerekenlere.
1-tv8 henüz çok yeni bir kanal (el değiştirmesinden bahsediyorum) olduğu için dizi belki de beklenenden düşük bir TNS ölçümü ile başlayacak. Ancak sosyal medya ölçümleri daha ilk bölümden bol rakamlı olacak. Ne de olsa güzel çiftleri konuşmayı seviyoruz. TNS ratingleri de yaklaşık dört-beş hafta içinde kendini toparlayacak (yeni değerlere göre).
2-Hayaller ve gerçekler kesiştikçe diziyi daha çok konuşmaya başlayacağız. tv8’in her programında Hazal-Aras çiftini göreceğiz. Kesin aşk dedikoduları çıkacak, magazin programları ikisini bir arada yakalamak için taklalar atarken, gazeteciler röportaj için sıra almaya çalışacaklar. Dergi kapaklarını söylemedim bile.
3- Dizinin ilk üç bölümü çok önemli. Ben bu yaratıcı ekipten, başrollerden ve yan rollerden pek kötü bir iş çıkacağını düşünmüyorum. Unutulmaması gereken iki iyi ayrıntı var. ZeyKer ve YaMira çiftinin şarkıları vardı, bu çift şarkısız başlarsa yola, bir ayak hafif sallantıda olur. İkinci ayrıntıda sosyal medya paylaşım görsellerinin kalitesi. Öyle fotoğrafı at kenara aç olmamalı, gerekirse özel bir konsepte yürünmesi lazım. Madem ki flaş transferler, madem ki “yılın işlerinden biri” bu kadar özeni hak eder. Jenerik de bir o kadar önemli. Kiraz Mevsimi’nin jeneriği ne kadar önemliydi işin tutmasında, hatırlayınız.
4- Hakkında olumlu-olumsuz bin tane yazı okuyacağız, zaten bu işin şimdiden bile bir kitlesi var. Öncelikle onun memnun edilmesi lazım, onlar memnun edilirse zaten devamında büyük bir sempati ile üzerine yeni bir kitle eklenir.
5-Tumblr, Twitter ve Facebook’da bolca fan-art göreceğiz. Hazal Kaya’nın tarzını benimseyen bir sürü genç kız. Kaldı ki bence o tarz da güzel bir tarz olacak. Gelsin yeni köşe yazıları!
Kendi adıma bu işin salt bir “gençlik dizisi” olacağını düşünmüyorum. Her yaştan insanın kendinden bir şeyler bulabileceği bir “hayallere kavuşma” temalı hikaye izleyeceğiz. Aralarında yaşananlar ne kadar ütopik olur bunu bilemem ama bildiğim bir şey var. İster kabul edin ister etmeyin plastik bebeklerin hayal dünyalarının modası geldiği gibi geçerken, biraz daha elle tutabileceğimiz çiftlere ihtiyacımız var. Yolun açık olsun Maral, ben sende o ışığı görüyorum.
İki de büyük notum var;
1- Ekranella’nın Maral sayfasını takip etmeyi unutmayın.
2- Benim Adım Gültepe ile sevip saydığımız Bige Önal’da dizinin kadrosunda. Bir terslik olmazsa dizi Şubat sonu başlayacak.