Yıllar boyu kitaptan ekrana aktarılan yapımlar için kitabı mı daha güzel filmi mi tartışması yaşanırken ABC’nin ekranlara getireceği Shadowhunters dizisi buna yeni bir boyut kazandırıp, kitabı mı, filmi mi yoksa dizisi mi diye üçlü bir tartışmayı daha şimdiden yaratmış bulunmakta.
Öncelikle bu tarz uyarlama yapımlarda ne filmin ne de dizinin kitabın yerini tutma olasılığı yok denecek kadar az olmuştur her zaman.
Kitapta her şey bize en ince ayrıntıya kadar verilirken ekrana aktarım yapılırken az veya çok bu ayrıntılar maalesef kırpılarak önümüze gelir. Kitabı okurken kafamızda canlandırdığımız karakterlerle kanlı canlı karşımıza çıkan karakterler asla birbirine uymaz. En iyi ihtimalle oyunculardan bir kaçı sevilmezken, kadro seçiminde çok üstüne düşülmeyen, kitabın betimlemelerini gözardı eden yapımları izlerken ise ekrana bir şeyler fırlatma isteğiyle dolup taşarız.
Çok iyi bir şekilde hatırlıyorum, Twilight’ın patlama yapmasından bir süre önce daha film çekilecek konusu bile ortada yokken fanlar tarafından tumblr’da “Dream Team’’ “Hayalimizdeki Kadro’’ adı altında film olursa oynaması istenilen oyuncular belli olmuştu bile. Edward’ımız Gaspard Ulliel, Bella’mız ise Emily Browning’di. Onları ekranda bu karakterler olarak birlikte görmemiş bile olsak Twilight filmi gösterime girdiğinde insanların kafasında oluşan,yerleşen görüntüyü silmek fazlasıyla zor olmakla birlikte Dream Team fanları tarafından istemsiz bir şekilde önyargıyla karşılandı.
Ve şimdi Shadowhunters yapımında yer alanların önünde ise daha zorlu bir yol var. Çünkü kitapları okunmasa bile filmi (Mortal Instruments: City of Bones) izlenmiş bir yapımdan bahsediyoruz. Kafamızdaki karakterler belli. İnsanlar, internette daha dizi başlamadan yeni karakterleri kesinlikle beğenmediklerini her yerde söylüyorlar ki bana inanılmaz anlamsız geliyor. Önyargılı olma konusunda haklı olmalarına diyecek hiçbir şey yok fakat daha oyuncuların nasıl bir performans sergilediğini, dizinin atmosferini, konu gidişatını görmeden bu kadar keskin bir dille yargılıyor olmalarını pek anlayabildiğimi söyleyemeceğim.
Gelelim yeni dizimizin konusuna; bir çok fantastik dizinin bir araya toplanmış hali gibi olacak. İblisler, vampirler, kurtadamlar, büyücüler, melekler, insan-melek melezleri, gölge avcıları ve daha bir çoğu..
Clary Fray isimli genç kızın 18. yaş günü yaklaşırken tuhaf şekiller çizmeye başlaması, karşısına bir anda çıkan gizemli bir adam ve annesinin ortadan kaybolmasıyla hayatını dönülmez bir noktaya sürüklenir. Bundan sonra tek bir amacı vardır annesini bulmak.
Her uyarlama yapımda olduğu gibi Shadowhunters dizisinde de ufak tefek değişiklikler olacağı konuşulmakta,henüz trailerı yayınlanmasa bile setteki çekimden bir çok video ve fotoğraf paylaşılıp hayranların şimdiden diziye ısınmaları için çaba gösteriliyor.
Paylaşılan resimlerin videoların neredeyse hepsinde oyuncuların yoğun bir dövüş dersi aldıklarını görüyoruz.
Gelelim oyuncularımıza
(Soldakiler Shadowhunters dizisinin oyuncuları, sağdakiler ise Ölümcül Oyuncaklar (Mortal Instruments: City of Bones) filmindeki oyuncular)
CLARY FRAY
Dizide: Katherine McNamara
Filmde: Lily Collins
JACE WAYLAND
Dizide: Dominic Sherwood
Filmde: Jamie Campbell Bower
ALEC LIGHTWOOD
Dizide: Matthew Daddario
Filmde: Kevin Zegers
ISABELLE LIGHTWOOD
Dizide: Emeraude Toubia
Filmde: Jemima West
SIMON LEWIS
Dizide: Alberto Rosende
Filmde: Robert Sheehan
HODGE STARKWEATHER
Dizide: Jon Cor
Filmde: Jared Harris
JOCELYN FRAY
Dizide: Maxim Roy
Filmde: Lena Headey
VALENTINE MORGENSTERN
Dizide: Alan Van Sprang
Filmde: Jonathan Rhys Meyers
LUKE GARROWAY
Dizide: Isaiah Mustafa
Filmde: Aidan Turner
MAGNUS BANE
Dizide: Harry Shum
Filmde: Godfrey Gao
Shadowhunters’ın rakiplerine bakacak olursak:
Teen Wolf: Ana karakterlerinden Allison’ın diziden ayrılması Tyler Hoechlin’in beşinci sezonda yer almayacak olmasıyla bayağı süredir kan kaybeden bir yapım benim gözümde.
The Vampire Diaries: Herkes bitmesini isterken Klaus-Caroline severleri yasa boğup Stefan ve Caroline’ı çift yapması olsun (gerçi benim gibi bu durumdan gayet memnun olanlar da var) Damon ve Bonnie’yi yakınlaştırması ve bu da yetmezmiş gibi üzerine Nina Dobrev’in diziden ayrılması olsun fanlar tarafından bayağı tepki toplayıp çoğunu diziden soğutmuş ve çok yüksek ihtimalle yedinci sezonu pek parlak geçmeyecek bir yapım.
The Originals: Biz Orijinaller’i bu kadar çok severken spin-off’unu yapıp bizi daha da mutlu etmişlerken dizinin gidişatı bizi pek mutlu etmedi. Konu odağını bırakıp çift odaklı bir dizi haline gelen Vampire Diaries’den yaka silkmişken ilaç gibi gelen The Originals hızlı başladı hızlı söndü. Çift demişken Julie Plec’in yaptığı hiçbir yapımda bir çifti çok sevmemenizi tavsiye ediyorum. Zira neydik, ne oldu diye kalabiliyorsunuz.
Çok büyük popülerliğe sahip bu dizilerin tahtları sallanırken eğer Shadowhunters iyi bir çıkış yapabilirse hepsini tahtından indirebilecek gibi duruyor. Çoğu insanın severek izlediği doğaüstü canlıların yer aldığı, romantizmin bolca bulunduğu bu diziler tam olarak düşüşe geçmiş durumda.
Yayın tarihi kesin olmamakla birlikte duyurulana göre 2016 yılına kadar beklemek durumundayız.