Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Revenge'i Yeşilçam ile yoğurmak

Revenge’deki Emily’nin gay arkadaşı yerine ikame edilmiş olan Hakan, Engin Hepileri’nin müthiş oyunculuğuyla en sevilen karakterlerden biri oldu.

Yağmur’un girdiği intikam yolunda kendisine Hakan eşlik etmektedir. Revenge’de Emily’nin gay arkadaşı Nolan’ın yerine ikame edilmiş Hakan, şüphesiz ki Türkiye’deki izleyicisinin ‘eşcinsel bir karakteri kabul edemeyeceği’ yargısıyla en fazla renkli kıyafetler giyen ve esprili bir karaktere dönüştürülerek kotarılmıştır. Turuncu, sarı, pembe pantolonlar giyen ve papyon takan bir karakter olarak Hakan, dizi sektörünün sansürüne takılarak Nolan’ın en fazla samimiyetini, güçlü mizahını ve ‘farklı’ kişiliğini alabilmiş olsa da Engin Hepileri’nin müthiş oyunculuğuyla dizide en samimi bulduğumuz ve en sevdiğimiz karakter haline gelmiştir.

Tüm intikam planlarının içerisinde masumiyet timsali gibi görünen Rüzgar karakteri de tüm çirkin oyunlardan ve yanı başında yaşayan Arsoylar’dan ırak, kendi halinde ve uzak denizlerin hayalini kuran biri olarak karşımıza çıkıyor. Yağmur’un çocukluğunu gösteren flashbacklerden anladığımız kadarıyla, Adil ve kızının huzur dolu eski yaşamlarında, Yağmur’un tek ve en yakın arkadaşı olan Rüzgar küçük kızın aynı zamanda ilk aşkıdır. Aralarındaki çocuksu aşkı izlediğimiz flashbacklerdeki tüm dönemsel atmosfer hataları – bundan yirmi yıl önce insanların giysileri, herkesin elinde bir telefon olması, dizüstü bilgisayarlar, herkesin şimdiki hali kadar genç olması, vs.-dizinin en yabancılaştıran sahnelerinden olsa da, Yağmur’un ve Rüzgar’ın özlem duyduğu ve şu an bir daha aynısını yaşayamayacakları kadar güzel anları anlatması açısından önem teşkil ediyor. Öte yandan Rüzgar’ı canlandıran ve ikinci sezonda yerini Yiğit Özşener’e bırakmış Nejat İşler, oynadığı karakteri hiç sevmediğini (Ercüment nerede, Rüzgar nerede) her daim yüzümüze vursa da reyting oranlarına baktığımızda, Nejat İşler’in diziyi izlenir kılan en önemli faktörlerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Gelelim dizinin olmamış’larına. Başlıkta da belirttiğim gibi, Amerikan bir dizinin Yeşilçam ile yoğurulmuş bir versiyonunu çekmek ‘halk bunu istiyorcular’ için çok dahiyane bir fikir olabilir. Ama son zamanlarda Türkiye’de dizi sektörünün bazı çıtaları aşmaya giriştiğini ve bu çıtası yüksek girişimlerin her zaman daha fazla reyting alıp kendi izleyici kitlesini oluşturduğunu düşünürsek, İntikam bize yeni hiçbir şey vaadetmiyor. Dizilerde ‘yeni’ bir soluk arayışını geçelim, artık bayatlamış anlatıları ve kimsenin inanmadığı karakterleri ısıtıp ısıtıp önümüze sunmakta beis görmeyen yapımcılar zaten dizinin artık yayından kaldırılacak olmasına da şaşırmasınlar. Bunun nedeni, ne Nejat İşler’in yerinin doldurulamaz oluşu – ki önceden de bahsettiğim gibi zaten hayatında en isteksiz oynadığı rolle karşımızdaydı- ne de başka iyi dizi ile saatlerin çakışmasıydı.

1 2 3
Selin Akgül
03/01/2014 03:15
YORUMLAR




DİĞER HABERLER