En İyi Yabancı Film:
Ida – Polonya
Leviathan – Rusya
Tangerines – Gürcistan
Timbuktu – Mali, Moritanya, Fransa
Wild Tales – Arjantin
Her zaman sona kalan, yeterince konuşulmayan ancak şahsen en bayıldığım kategoriye geldik. Başta belirttiğim gibi, maalesef Arjantin’in adayı Wild Tales’i izleyemedim. Dolayısıyla bu kategoriye dair yorumlarımı ciddiye almak istemezseniz, anlarım, gücenmem! Efendim, son derece süssüz ve müthiş bir görsellikle bir İkinci Dünya Savaşı sonrası hikayesi anlatan Ida, Rusya’nın çökmüş politik sistemi içinde var olmaya çalışan bir aileye odaklanan Leviathan, Gürcü-Çeçen savaşı sırasında dört adamın hikayesi üzerinden savaşı çok derinden sorgulatan Tangerines ve radikal İslam’ın ve hukuksuzluğun ne sonuçları olabileceğine dair bir anlatı sunan Timbuktu; gördüğüm filmler. Hepsinin çok etkileyici olduğunu belirteyim. İzlemediyseniz, hepsini ısrarla öneririm.
Tahmin: Üzerinde en çok tartışma olan kategorilerden biri bu. Kimisi kesin Leviathan alır diyor, kimisi Ida götürecek diyor, Wild Tales’in çok iddialı olduğunu söyleyenlerle beraber, benim görece zayıf adaylardan gördüğüm Timbuktu da içerdiği politik mesaj nedeniyle tam Charlie Hebdo katliamının üstüne ödülü kucaklayabilir dahi deniyor. Benim tahminim ödülü Leviathan’ın alacağı yönünde. Gerek görselliği, gerek hikaye örgüsü gerekse içerdiği Rusya eleştirisiyle, akademiyi tavlayacağını düşünüyorum.
Gönülden geçen: Benim kalbim, kimsenin alacağına ihtimal vermediği, adı en az dillendirilen filmden yana: Tangerines. Bu filmin yalınlığı, derdini anlatışındaki naifliği beni öyle etkiledi ki, yanına hiçbiri yanaşamaz. Keşke, ah keşke bu sakin film ödülü alsa, keşke daha çok insan izlese, keşke savaş üzerine daha çok düşünsek. 2001 yılında En İyi Yabancı Film Oscarı’nı alan Tarafsız Bölge’den sonra en çok etkilendiğim savaş filminin bu olduğunu da sözlerime ekleyeyim!