Moda dünyasına olan uzaklığımı yeteri kadar açık ifade edemediysem, bir de Neslihan Yargıcı ile denemek isterim. Neslihan Yargıcı’nın bendeki karşılığı çok nostaljik zamanlar, sanki Okan Bayülgen 90’lar programı yapıyormuş da konuk gelmiş gibi. Nur Yerlitaş’ın yerine jüriye gelmiş olsa da, ondan çok farklı bir tarzı var ilk bölüme bakarsak. Bu da normal aslında ama, Hakan Akkaya’nın Kemal Doğulu’nun yerini ne kadar çabuk doldurduğu ile karşılaştırınca, sanki bir donukluk varmış gibi geliyor. Geçer. Onda da Hakan Bey’deki laf sakınmazlık halleri ile, ‘modacı olmam moda olanı giydiğinizde bunu destekleyeceğim anlamına gelmez ve kendi beğendiğim büyüktür moda’ havası var. Biraz fazla gibi geldi ama ilk bölüm olduğundandır herhalde. Belki de Neslihan Hanım öyle bir insandır, bunu şu an bilemeyeceğim.

Programın en önemli özelliği olan Acunmedya ünlülerine gelmek isterim son olarak. Ünsüzlüğün gittikçe daha büyük bir trajedi haline geldiği şu dünyada, bu ilk bölümü izlerken hüzünlenmemek elde değildi. Bir de, All Star’daki kızlar artık o kadar ünlü olmuşlardı ki, yeni yarışmacılar kim olursa olsun ilk başta bir yadırgayacağımız kesindi. Aralarında ünlüler de yok değil evet, en azından bir zamanlar ünlülerdi diyebileceklerimiz. Bir kısmını ise ilk defa gördüm, ki eş dost arasında magazin tutkum sebebiyle dışlanan, yaşı da ilerlemiş bir insanım, bilinecek olsa bilirdim. Survivor’da Bozok Gören’in Gönüllüler takımına girmiş bir eski olduğunu bilecek kadar yaşlıyım desem, anlarsınız bence. Ünlülerimizin ünlülüğü kafamda bir soru işaretiyse de, kavga potansiyelinden gram şüphe etmiyorum. Şimdiden isim vermek istemem ama kafamda birkaç hanımefendi var ki, gözyaşlarını sel olup akıtmadan durmayacaklarından şüphem yok. İlk taşı en ünlü olanınız atsın diyor, hepsine başarılar diliyorum.