Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
İkinci Başka Sinema Ayvalık Festival maddeleri

Başka Sinema Ayvalık Film Festivali bu yıl ikincisini gerçekleştirdi. Bu sene de Ekranella kartım ve Vogue kimliğimle yine başından sonuna kadar oradaydım. Bazen kuliste, bazen bir bar taburesinde, bazen birinin kucağında… Filmlere girmeden önce festivalin en çok merak edilen ve geçen senenin en çok okunmuş maddelerinin bu yılki versiyonlarına bakmak ister misiniz?

Emin Alper ve Sami Kariyo.

Festivalin kaçılamazı: Kız Kardeşler. Yönetmen Emin Alper’in  Kariyo&Ababay Vakfı’nın yılın yönetmeni ödülü olan 100 bin TL’lik sıcccak cash parayı ilk geceden almasıyla da birlikte Kız Kardeşler’den izlemeseniz de kaçamamaya başladınız. Kendisine gitmezseniz ek gösteriminde soruların uzaması nedeniyle filminize giremiyorsunuz, ondan kurtulursanız kahve içerken yan masadan kritiğini dinliyorsunuz… Bir filme üç kız kardeş çok fazla. Bu arada bence filmin en iyilerinden biri tüm festival boyunca Hawaii gömleğiyle ortalarda dolaşan Kayhan Açıkgöz’dü. Ama tabii ki kız kardeşlerden herhangi birini oynamadığı için performansı görülmedi. İlk filmiymiş üstelik. İlginç. Takibe devam ediyoruz.

Festivalin dansı: Oray’ın yönetmeni Mehmet Akif Büyükatalay’ın müzik ve partimsi bir şey olan ikinci gecede tişörtünü kıvırıp, göbeğini açarak yaptığı oryantal

Festivalin mekanı: Tartışmasız Kraft. Konumu gereği ikinci seneyi de şampiyonlukla göğüsledi. Festival merkezi olan Ma’adra binasının karşı komşusu olduğu için kahveden tuvalete, leş saatte gidip bayılana kadar bira içmeye ya da masalarına tüneyip sınırlı sayıda sandalyeyi başkasına asla vermemeye kadar her türlü ihtiyaç orada giderildi. Çok garip bir yer bence Kraft. Yani sanki orada hiçbir şey satılmıyor gibi. Ama çok samimi. Ben sonuna kadar Kraft’çıyım abi. Yandaki etçi Manş-et’çi ya da üst sokakta sabahlara kadar etnik tekno gibi şeyler çalan o garip bar olacak değilim herhalde. Kraftçıyız kanka!

Vural Sineması girişinden...

Festivalin kokteyli: Zaten tek bir kokteyl var herkesin içtiği. Ama içmek derken sudan daha fazla içiliyordu diyebilirim. O da tabii ki Kraft’ın Ayvalık kokteyli. Böyle bir şey olamaz! Bu hiçbir zaman işletilmiyor gibi bir bar, bir yandan da içtiğim en iyi kokteyllerden birini yapıyor. Üstelik rakılı yani, ne mana? Söylemesi ayıp yıllar önce gittiğim bir Zürih seyahatimde Kauz’da içtiğim Rakı Sour’dan sonraki en iyi rakı kokteyli Kraft’ın Ayvalık’ı diyebilirim. 

Festivalin içkisi: Sıcak bira. Ve sıcak beyaz şarap. Ayvalık’ta tüm içkiler sıcak servis ediliyor. Sanırım o zengin zeytinciler bir yandan da beyaz şarap üretiyorlar, o yüzden her yerde sürekli ve bedava ortalama kalitede beyaz şarap vardı. Ve evet hep sıcaktı. 

Festivalin lokantası: Arkadaş tavsiyesinden, rehberlerde önerilenlere kadar çok lokanta denedik ama bence en iyisi güzide bir esnaf lokantası olan Kepçe. Fiyat performans vejataryan seçenek oranını en iyi burası tutturdu. Kabak çiçeği dolmasının tadı hala damağımda.

Festivalin mekanı: Bu sene iki ayrı yerde kokteyl düzenlendi. Biri geçen sene gittiğimiz Sabahattin Ali’nin kızının bağışladığı müzik müzesi AIMA. 60’lar sonu şahane bir yalı apartmanı. Bu sene ise bir kokteyl de ASKEV binasında yani Bilginer-Melin Ayvalık Sanat Kültür Eğitim Vakfı’nda gerçekleşti. Dar sokakların arasında şahane bir köşkte, çok zarif bir zevkin ürünü olduğu belli olan akıl kaçırtıcı bir botanik bahçesiyle karşılaştık. Sadece bahçesini görmek için bile ziyaret edilmeli. 

ASKEV'in dünyada cennet misali bahçesinden..

Festivalin deneyimi: Mullholland Drive’ı düğün alanına kurulan açık hava sinemasında halkla seyretmek. 25 kişi vardı belki ama 25’i de filmin sonuna kadar kaldı. Filmde bir tek David Lynch’in kendi yoktu diyebilirim. 

Festivalin doğal afeti: Yani ben Giresunluyum, bir kaç kışı da Bodrum’da geçirmek gibi bir deneyime sahibim ama açılış gecesi yağan ve camları kırıp, kapıları uçuran fırtına gibi bir şey daha önce görmemiştim. Daha ilk gecede herkes ölüyordu. Yani bu kitle ölseydi eğer Türk sinemasını önümüzdeki yıllarda sadece Burak Çevik ve Kutluğ Ataman temsil edecekti öyle düşünün. 

Gerçi maddelerde yok ama festivalin ikinci geleneksel tekne gezisinde Fatih Özgüven, Azize Tan ve Merlyn Solakhan.

Festivalin akıllısı: Vural Sinema’sında bir filmden çıkıp diğerine girerken paltosunu koltukta bırakan teyze. Sensin di mi en akıllı? Bizim hiç aklımıza gelmedi çünkü yer tutmak? Neyse ki kavga modumda değildim. 

Festivalin sorusu: Emre Yeksan’ın Yuva filminin ardından gerçekleşen q&a’de bir süper dyke’ın filmdeki hayvanların akıbetiyle ilgili sorduğu soru. Önce filmdeki geyiğe ne oldu diye sordu? Dijital efektmiş. Sonra köpeğe zarar verdiniz mi diye sordu? Hayır köpek eğitimli bir oyuncu köpekmiş zaten. O zaman peki ya kuş? dedi. Yeksan da kuş için bölgedeki kuşçulara iki hafta içinde doğal yollarla ölen kuşlarını atmamalarını rica ettiklerini, birini film için kullanmak istediklerini söyledi. Bu sefer de ‘Siz öldükten sonra bedeninizi izinsiz kullansalar ne hissedersiniz? diye devam etti. Şahane. Sonra salonda teyze vs. dyke tartışması oldu ve izleyici arkadaşımız salonu terk etti. Harika. Son zamanlarda bu kadar etkileyici bir performans duymamıştım.

Cunda pazar meydanında 'Bizim İçin Şampiyon' gösterimi.

Festivalin müziği: Sarp Dakni’nin Eminem’den Nirvana’ya uzanan ama aşırı geniş bir seçkide çalınmasına rağmen hiçbir an tutmayan müziği. Seneye kendi partimizi koyuyoruz yeter artık.

Festivalin kaçan fırsatı: Size Euphoria yazımın sonunda senaristiyle bir söyleşi yapacağım demiştim ya. Dafna Levin’le en az altı kere yan yana geldik, belki üç kere de Elçin Yahşi tanıştırmak istedi. Ama o kadar üşendim ki non binary cinsellik üzerine konuşmaya, bu sözümü hemen unuttum. Siz benim her dediğime inanmayın. Ama bir sonraki yazıda festival filmlerine yine benim gayet özel eleştirilerim ve beğenilerim var. Onu atlamayın. 

Kaçırılan fırsat Dafna Hanım sağda gözlüklü, leopar fularlı.

Oturanlar 'Kraliçe Lear' ve 'Bal Ülkesi/Honeyland' oyuncuları, ayaktakiler Visal Cumalı, Dürin Ababay, Sami Kariyo.

  

YİĞİT KARAAHMET

YORUMLAR




DİĞER HABERLER