Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Ekrandakilere b.k atmayı niye seviyoruz?

‘Nurella is not impressed.’

Sinir bozucu derece saçma bulmanın iki mamülü: Öfke ve güldürü

İngiltere’de 1600’lü yıllarda puritanların, yani aşırı konservatif ve dindar Cromwell ve saz arkadaşlarının krallığın başına geçmesiyle, günah olduğu gerekçesiyle tiyatroların 18 yıl boyunca yasaklı kaldığını biliyor muydunuz? Bunun geri dönüşü olarak tabii ki yazarlar, oyuncular ve izleyiceler restorasyon döneminde önce biraz bocalasalar da daha sonra en verimli dönemlerini yaşadılar tabii ki. Sheridan’ın Skandallar Okulu, Oliver Goldsmith’in Yenmek için Eğilen Kadın‘ı bu dönemde yazılmış fars komedi oyunlarındandır. Şimdi bize yaşadığımız döneme göre sert gelmese de o dönem şok dalgalarıyla kitleleri adeta güldürürken düşündürmüşler anlayacağınız. İngiliz yazar Ray Cooney, adeta şu an ülkece durumumuzu özetlercesine şunu demiştir ‘farsın özü trajedidir.’ (Anlayana……….)

Televizyonda gördüğümüz, saçmalığından güldüğümüz ve adeta tepkisiz kalamadığımız bu saçma programı da eminim ki 1700’lerde yaşayanlar fars olarak kategorilerlerdi. Program başlar başlamaz sosyal medya hesaplarımızın başına geçip başka bir deyişle ‘yardıra yardıra’ eleştiri, kinaye ve nefret söylemlerimizi yarışmacı ve jürilerin üzerine atmaya başlamamızın da bir sebebi bana göre bu gülmeyi tetikleyen öfke sebebiyle tepkisiz kalamama durumu.

Bir sabah kuşağı programı hakkında ne kadar derin düşünülebilirse o kadar derin düşünmüş gibi hissetsem de bir İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu olarak, her sindirdiğimi analiz etme dürtüsü gibi bir lanetle yaşıyorum.

Muhtemelen bu programı izleme sebebimiz sadece vakit öldürmek ve muhabbet konusu açmak, yine de öyle de olsa bu kadar hırsla yorum yaptığımız bir program için harcadığımız zaman bence analiz etmeye değer.

Özetlemek gerekirse programın yapımcıları kitlesini çok iyi tanıyor ve tam da ihtiyacımız olduğu düşünülerek, deyim yerindeyse nabzımıza göre şerbet veriyor. Eleştirme yetkisi, söz hakkı, ‘ekrana çıktıysa bunları çekecek’ düşüncesiyle izleyiciyi resmen sarhoş ediyor.

Ha peki gerekli miydi bu kadar uzun bir yazı, ihtiyacımız var mı böyle bir şey okumaya, tabii ki hayır, ancak hala iş bulamadım ve bu tür işe yaramaz konuları analiz etmek için oldukça çok zamanım var malesef.

Herkese iyi günler diliyorum.

Darzsınız!

1 2 3 4 5
Berrak Tuna
01/02/2014 19:05
YORUMLAR




DİĞER HABERLER