Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Azizler: Çakma Coen’lerden mizahsız komedi

Artık bir alışkanlık oldu. Netflix’te Türk bir yapım çıktığında direkt gömmek için oturuyorum karşısına. Sağolsun Türk Netflix’imiz de bu habis hislerimizi boşa çıkarmıyor. Öyle ki artık Türk Netflix işlerine harcadığım kötüleme kelimelerim bitti, daha ne kadar evirip çevirip kötüleyebilirim bilmiyorum. Ama harika bir istikrar sergiledikleri konusunda hemfikirim. En kötü projeyi seçmek konusunda çok özenliler bu da bir başarı aslında. 

Azizler’in berbatlığına geçmeden önce bir nokta hakkında daha konuşmak gerekiyor sanırım. O da kimler dizi kritiği yapabilir ya da kritik nasıl olmalıdır konusu. Bir Başkadır döneminde bunu kendisini Türk sinemasının en iyi oyuncularından biri sanan ama aslında set uyumsuzluğu ve madiliği yüzünden herkesin yaka silktiği bir oyuncuda gördük, Azizler’de ise boomer bir yazarımız aynı serzenişle karşımıza geldi. Uluslararası platformlarda yayınlanan dizilerimiz ve filmlerimiz arttıkça bunlar sık sık karşımıza gelecek o yüzden şimdiden bir çizgi çizmek faydalı olacaktır. 

Şöyle söyleyeyim 2021 yılında artık 17.99 lira verip Netflix sahibi olan, ya da bir internet bağlantısı olup twitter’a girebilen herkes birer kritiktir arkadaşlar. 

Beğenmiyorsanız internetlerinizi kapatıp gidip bir mağarada yaşayabilirsiniz böylece kimsenin fikrini duymayıp, mutlu mesut eski Osmanlıca öğrenip parşömenlere yazı yazabilirsiniz. Şu an ben bunu yazdığım ve birisi okuduğu için sevseniz de sevmeseniz de ben kritiğim. Dünyanın en iyi kritiği benim şu anda. Yarın twitter’da o ana kadar kimsenin varlığından bile haberdar olmadığı birinin yorumunu okuduğumda kritik o olacak. Her kritik aynı derecede etkili mi, elbette değil. Ben bambaşka birinin zevkine hitap ediyorumdur, üç takipçili çocuk üç arkadaşını etkiliyor, Fatih Özgüven bambaşka bir yerden bakıp hepimizi hayran bırakıyor. Bu böyle devam edecek. 

Aşkta dertler katmer katmer olduğu gibi insanlar da şekil şekil. Birinin fikrini ya da üslubunu beğenmiyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey (mağaraya yerleşmek dışında) görmezden gelmek olabilir. Ya da etkilenmemeye çalışmak. Teknoloji hepimizi çok başka bir yerde eşitledi artık. Bu telefonlara, bilgisayarlara, internet bağlantılarına, dijital platform aboneliklerine boşuna bu kadar para ödemiyoruz. Herkesin bir fikri var ve bunu duyurmak istiyorsa yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Okumazsın geçersin. Ama ona sınır çizmeye ve üslup öğretmeye kalkmak artık pek işlemiyor gibi. 

Azizler’e geldiğimizde ise aslında en başında biraz umutluydum. Yani en en başında, film yayınlanmadan önce umutluydum. O da Taylan Biraderler’in 2009 yapımı ve herkesin pek bir beğendiği Vavien’in ardından çektikleri ilk film olması sebebiyleydi. Hoş, ben aslında Vavien’i de sevmem. Çünkü ben Engin Günaydın sevmem.

Engin Günaydın’ı ben nerede izlersem izleyeyim Avrupa Yakası’ndaki Burhan Altıntop’tan başka bir şey göremiyorum. Tüm filmlerinde, hatta en iyisi sayılabilecek Yeraltı’nda, Aile Arasında’da, Vavien’de ve elbette Azizler’de Burhan Altıntop olarak oynuyor sanki. Odadaki fili kimse konuşmak istemiyor sanırım ama size kötü bir haberim var Engin Günaydın’da asla saklayamadığı ve sanırım saklamak da istemediği bir aksan var. Tokatlı sanırım Günaydın ve bu aksan da doğal olarak Tokat aksanı oluyor. Ya da şive bilemiyorum. Yöresel şeylerden sadece yoğurta biraz hakimim ama konuşurken o tonlamalardan, tıslamalardan, dudağını açamayıp mırıldanmasından bunu anlıyor olmanız lazım.Ve Engin Günaydın bu aksanını ısrarla gittiği her filme taşıdığı ya da bir türlü kapatmayı beceremediği  için, o aksanın işlediği en iyi işi yani Burhan Altıntop’u da o filme taşıyor. Gülse Birsel’in de kendi Nişantaşılı aksanı olan asla saklayamadığı muhteşem sınıfçılığıyla özene bezene içten bir nefretle yarattığı sonradan görme, buram buram taşralılık kokan, arsız Burhan Altıntop karakteri Engin Günaydın her neyi oynarsa oynasın onu Burhan Altıntop’a büründürüyor sadece. 

Bence bu bir oyuncu için korkunç bir özellik. Artık Günaydın şan dersleri mi alır, yoksa iyi bir çene ve damak operasyonu mu, yoksa bir leydilik okuluna mı gider bilmiyorum ama bu diksiyonla maalesef olmuyor. Bir de artık çok sıktı tüm aynı mimikler, aynı hareketler, bu nasıl iyi bir oyunculuk anlamıyorum ben. Nihal Yalçın, Hacettepe Oyunculuk uzmanı olarak değerlendirse de öğrensek. 

Ama Azizler’de Engin Günaydın’ın yine Burhan Altıntop olarak oynamasından başka da çok ciddi problemler var bence. Yeni bir tür denemişler Taylanlar.  Buna artık absürt mizah mı dersiniz, kara mizah mı dersiniz bilmiyorum ama bu türde ister absürt ister kara olsun eksik olan çok önemli bir şey var o da mizah. 

Yani bize espri diye sattıkları şey jakuzide selfie çeken adamın telefonunu suya düşürmesi ya da alkol var mı sorusuna garson kızın ‘A çok mu belli oluyor?’ demesi. Şimdi bu ve bunlarla bezeli bir komedi filmine elbete gülemiyoruz, bize bir tane bile espri vermezseniz ister istemez türünüzü sorgulamaya başlıyoruz. Ne diyeyim Berkun Oya bu senaryoyu da mahvetmiş. Ya da özellikle yapmış çünkü Azizler’in yanında Bir Başkadır gerçekten başyapıt gibi. 

Burhan Altıntop dışındaki oyunculuk performanslarına gelirsek ise Binnur Kaya  tahammül edilebilirdi çünkü en azından tüm film boyunca bir vesikalık boyutunda olduğundan çok da derinleşmesini beklemeye gerek kalmadı. Haluk Bilginer Dokuz Kere Leyla’dan sonra ne yapsa toparlayamaz artık. Filmin tüm kopyalarını yakıp Ezel Akay’ı da vurup öldürürse belki unutabiliriz o filmi. Dokuz Kere Leyla faciasının ardından Azizler’de de en Emmy ödüllü dev oyuncumuz yine bir olamamışlıkla karşımızda. Haluk Bey çok sıkıldınız galiba kariyerinizin çıkışa geçtiği bu dönemden, onu batırmak için elinizden gelen her şeyi yapıyor gibisiniz. Size çok iyi bir menajer diliyorum.

Azizler’in geri kalan tüm oyuncuları da olamamış senaryoda ellerinden geleni yapmışlar diyelim. Ama filmin gözler görülür bir şekilde işe yarar tek bir oyuncusu var ki o da çocuk oyuncusu. Yani inanılmaz bir performans sergiliyor, bulunduğu her sahnede aşırı iyi, akıl alır gibi değil. O bacak kadar boyuyla Engin Abisini de Haluk Dedesini de film boyunca sekize katlıyor. 

Yani Taylan Biraderler sizin yapmanızı isterdim açıkçası, nedense tuhaf bir sempati besliyorum size. Acaba özentiliği mi bir tarafa bıraksanız? Hani ikiniz de kardeşsiniz diye bu Coen Kardeşler özentiliği artık baydı gibi. Coenler izlemek istesek gidip Coenler’i izleriz neden çakmalarını izleyelim? Vavien’de yakaladığınız o yerel damar iyiydi aslında. Azizler’de  ise neyi yakalamak istediğinizi açıkçası biz anlamadık.

Alkışlarla size 10 üstünden 1 puan veriyoruz ve köşenize gönderiyoruz. 

  

YİĞİT KARAAHMET

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER