Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
‘AHS: Hotel’e güle güle yazısı

Hotel’in reklamı yapılırken, şüphesiz ismi en çok geçirilen, merak uyandıran Lady Gaga’ydı. İlk bölümdeki sevişme sahnesi günlerce konuşuldu. Ben, “Bunu böyle götürürlerse izlemem!” diyeni duydum, o kadar diyeyim. Sevişme sahnesiyle bir zorum yok ama gereksiz uzatılmış, reklam kokan hareketler olduğunu düşündüğüm için ben de o kesimin içindeydim. Neyse ki o benzer abartılar, birkaç sahne dışında çok da karşımıza çıkmadı. Performans derseniz, şimdi en nihayetinde bir şekli var Lady Gaga’nın kafamızda. Ehh biraz da garip bir şekil. Bizim Kontes Elizabeth de, 33 numarada sakladığı bebeği, ve gelene geçene çizik attığı tırnağı, soğuk nevale halleriyle, gayet garipti. Dolayısıyla Lady Gaga bana çoğu zaman kendini oynuyormuş gibi göründü. Hatta, net hatırlamıyorum hangi bölüm olduğunu, güldü, “Aha gülüyormuş ya bu!” diye bir tepki kaçıverdi ağzımdan. Yine de, tıpkı Liz Taylor gibi, sezonu şenlendirdiğine inandığım bir karakter oldu Kontes Elizabeth.

Madem oyuncular-oyunculuklar dedik, parantez açmadan asla geçemeyeceğim bir isim de Evan Peters. Beş sezonun beşinde oynayan tek isim sanırım. Murder House’da ve Coven’da, rolü gereği silikti. Asylum için ana karakterlerden biri olarak sayabiliriz, hikayenin çözülüş kısmında çoğu ipin ucu ona çıkmıştı zira. Freak Show’u izleyemediğim için yorum yapamıyorum ancak fragmanlarından orada da olduğunu biliyorum. Evan Peters’ın favori rolü bende, Hotel’deki, James Patrick March rolüdür. Bıyığından tutun, kelimelere verdiği vurguya varana kadar, bayıla bayıla izledim bu sezon ben onu. N’olursa olsun, Evan Peters sonraki sezonlarda da mutlak olması gereken bir isim bence.

 

Efendim gelelim mi asıl amaca? Artık alışageldik bir durum oldu bende, sizde de öyle mi bilmiyorum. Taa birinci sezondan şöyle süregelen bir mantık hakim: İlk iki-üç bölüm sıkıcı ilerliyor, hatta ‘Kapat ya, bu ne, bu kadar övdükleri bu mu yani?!?’ deme isteği uyandırıyor insanda. Eğer o kısımda pes etmezseniz, sonrasında festival havası başlıyor. Olaylar merak unsurunu artıra artıra ilerliyor ve genellikle onuncu bölümden sonrası bağlanış bölümleri oluyor. Yakaladığımız tüm ipuçlarını sırasıyla aydınlığa bu sıralarda kavuşturuyoruz.

Hotel’de de mantık şaşmadı. İkinci bölümü, üç saatte filan bitirebildim şahsen, sıkıntıdan. Sonra bir gelişti, pir gelişti. ‘Kim işliyor lan bu Hannibal özentisi cinayetleri?’ diye kafaları yiyorduk ki, cevap sekizinci bölümde geldi. (AĞIR SPOİLER GELİYOR!) Başından beri güvenilecek tek adam gözüyle baktığımız dedektif John Lowe, meğer yılanın başıymış. March’ın gazına gelmiş de gelmiş, onun yarım bıraktığını tamamlama görevini üstlenmiş. Ana konunun bu olduğunu düşünürsek, finalinin akıllıca bağlanmış  ve hakkıyla son bulmuş olduğunu düşünüyorum. Son bulmak deyimini özellikle kullanıyorum çünkü, On Emir’in sonuncusu sayılan ‘Öldürmeyeceksin!’ ilkesini de, kan emici Kontes Elizabeth’i öldürerek yerine getirdi John. 12’nin sonunda gördük ki, 64 numaralı odasında, ailesiyle. Polislerden kaçarken vuruldu, otele bir iki adım kala içeri giremedi. Yaşayan ölüler kervanına katılamadı. Dolayısıyla geri dönüşü ancak, 30 Ekim Şeytanların Gecesi olarak adlandırılan, March’ın başında bulunduğu, tarihin en ünlü katillerinin toplandığı, o özel gece de olabiliyor. Yakıştı mı?  Hayır! Onca şeye rağmen isterdim ki, yaşayan ölü olsun o da. Mutlu mesut olmak, Otel Cortez’de zaten görülmüş şey değil ama öyle yuvarlanır giderlerdi, neyse diyelim.

Liz Taylor. Hikayenin en duygu yüklenmiş karakteri. Senelerce içinde hissettiği duyguları bastırmış, sırf kıyafet bedenleri uyuyor diye evlendiği karısını, doğan çocuklarını bir iş seyahati sebebiyle geldiği Otel Cortez’de geride bırakmış, güzel yürekli piremses Liz Taylor, en çok da sana elveda. Üç şeritlik yolla kapışacak eyeliner’ına, “Dünyada prostat kanseri olan tek kadınım,” diye ölümüyle dalga geçebilen o asil duruşuna, ancak sevgiler, çiçekler koyabilirim. Liz’in hikayesine devam edemeyeceğim, duygulandım.

1 2 3
Buse Savaş
16/01/2016 13:53
YORUMLAR




DİĞER HABERLER