“Parayı düşünme hiç. Yağdıracağım…” dedi Alyanak yurt dışına kaçmasında kendisine yardım edecek kişiye. Ama kendi parasından da oldu o sırada. Sarp desen Yusuf’un Necip Uyanık taklidi yaptığını anlamış. Mert, Coşkun’u görmüş, Eylem yeni haberleri almış… Bölüm oldukça dengeli dağıtılmış bir dizi olayla kaplıydı. En sevdiğimiz!

Yeni hafta bir soğukları getirdi bir de Coşkun’u. İntikamın hasını Hasan’ın yakalanmasıyla göreceğimizi düşünüyordum. Pek öyle olmadı. “Adam elimizden kaçtı.” Birkaç bölüm önce, Sarp’ın yumuşak karnının Umut olduğunu anlamıştı çünkü ve bunun için bir yem atacağını söylemişti. Yemi atamadan “ocak dışı kaldı” Hasan; ama Sarp onu yakalayınca bu durumdan faydalandı. Üstüne de güldü. Tabii ki yanına kalacak değil ya. Sarp, Celal’in hayatını kurtardığı için “evlat” mertebesine yükselmişken sinir etse de, bir süre daha teşkilatı oyalamak için sırt sırta verebileceği bir adamı oldu. Mert’e göre yani. Bu durumun bir de Davut’a göre olan bir yanı var. “En has adamımdır,” dedi artık Celal Sarp için ve deli oğlan Davut delirdi. Üstüne bir de Sarp’tan “Melek’ten uzak durması için” bir ültimatom verildi.

Bu arada Sarp, Celal’in gerçek kızı olduğunu söylemek istiyor sanki Melek’e. Çünkü sevince, sır saklamak acıtır insanın canını. Anlaşılabilir bir durum bu. Cahillik bir lükstür bazen. Bu da klasik bir örnek buna. Daha zamanı var bunun bozulmasına ama. İlk önce sinirlenmeli Sarp. O kadar sinirlenmeli ki bütün sevgi bağlarını koparmayı da göze almalı. Şu an daha yapım aşamasında.

Bölümün en komik anlarından biri, Hasan’ın herkesten gizlediği evine baskın yapılması esnasındaydı bence. Çünkü; herkes “içerde” olduğundan diğeri alsın diye bekledi. Bu durum, telefon kapatılması sırasındaki “-Önce sen! -Hayır, önce sen!” sözlerine benzedi. Davut dahil olunca iş bozuldu tabii. Sarp daldı.