Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Uçurum Kenarlarında Oyun Oynama Vakti
Sezon: 2 Bölüm: 56

Sinan ve Seda gidişatı beni öyle pek heyecanlandırmasa da sanki çocuğumun ilkokul mezuniyetini izliyormuşcasına sevinçle izliyorum bu durumu. Sinan'ın nasıl iyileştiğini, Lara'ya babasından daha çok sahip çıktığını kendi deyişiyle "bir gecede çoluklu çoluklu aile babası" olduğunu, hatta (asla kıskanmıyorum yanlış anlaşılmasın) Sinan ve Seda'nın mutfak olayı çok sıkıcı gelebilecekken Sinan'ın çırpma telini buzdolabından çıkarttığını görüp bayağı bayağı keyifleniyorum. Hadi rastgele gençler.

Koray'ın sahalara geri dönüşünü partiler, gıybetler, hakaretlerden anlıyoruz. Daha da fazlası şu ki bu defa Şükrü Abi yerine Koriş bir atak yapıp Defne'nin aklını başına getirecek kitap mevzusunda... yani inşallah, tek umudum.

Zamanında bir adamı sevip daha kendine bile itiraf edemeyen, doğum günü hediyesi için sahaf sahaf dolaşan, parası çıkışmadığı için de onca rafı temizleyip düzenleyen Defne'lerden sonra yine sahaf sahaf dolaşıp bir koleksiyoncuya yolu düşen, orada terslendikten sonra o etkileyici üslubuyla adamı bile şaşırtan, hatta sırf kitap için adamın kızına bir ayakkabı tasarlamayı kabul eden (ki umarım bu kız küçük bir çocuktur) Ömer hiçbir şey söylemeden anlattı "onun için Albertine" olmuş Defne'sini. Ben sevdiği insanın adını söylerken bu kadar mutlu olan, sadece adını söylerken "Seviyorum!" diye haykıran başka bir insan daha görmedim, Barış Arduç'un oyunculuğuna şapka çıkartıyorum. Ömer Defne'sine kitap alırken "ikinci şans" da gerçek sahibini buldu. Tabi Defne ayakkabının adını öğrenene kadar. Passionis çalışanlarının dedikoducu yanını çok kez yerdim ama arada işe de yarıyor. Ömer'e Defne'nin ayakkabıyı giydiğini söylediğinde "Defne, BENİM..bizim Defne" diyor evet bebeğim çekinme boşuna bağırarak söyle BENİM DEFNE'M diye. İtirazı olan mı var?

Pamir'in Defne'ye "Albertine" demesine gıcık oladurayım. Ömer İplikçi kalitesi ve coolluğu deyip susacaktım ama susturmadılar. Ne geldiyse Defne'nin başına Gurur ve Önyargı kitabında olduğu gibi aynısı Ömer'in başına geldi. Defne'nin bu kadar saf olup kitabı Pamir aldı zannetmesine mi yanayım, Pamir'in tek ayak üstünde bile olmamasına rağmen bin tane yalanla kitabı sahiplenmesine mi, yoksa Ömer'in bunu Pamir'den öğrenmesine mi? Gerçi Pamir bir çok şeyde haklı; Defne'nin ihtimal vermemesi, Ömer'in böyle bir şey yapmayacağı düşüncesi Ömer kaynaklı fakat Ömer gibi ben de aşkta insanın ellerinin kirlenmesinden yana değilim. Aşkta ve savaşta her şey mübah değildir maalesef, bir insan ne  kadar kirlenirse çevresini de o kadar kirletir. "Aşk için kendini bozmak" değil de "aşk için kendinden ödün vermek" desek daha doğru olur. Zaten Pamir'cim bunlara hiç gerek yok; üç beş elmaya bakar bizim iş, sen bence kısa yoldan Derya'ya koş.

1 2 3 4 5
L'Appel du vide
16/10/2016 01:32
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR