Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Sevmek acıtmamalı bu kadar
Sezon: 1 Bölüm: 45

 

İso-Ömer dostluğunun beni hep heyecanlandıran bir tarafı oldu. Kendimce İso'nun Ömer sırrı öğrenene kadar bilerek ya da bilmeyerek bu konuda Ömer'i işleyeceğini düşündüm bilmem haklı çıkar mıyım ama dertleşmeleri beni mest etti. Ömer'in ona evle ilgili bulunduğu çıkmazı anlatması ve çözüme İso'yu dahil etmesi beni mutlu etti açıkçası. Fakat bu ne naif adamdır arkadaş "Defne benim bilmemi istese gelir, kendisi söylerdi," diye ince bir düşünce mi olur; ha siz hala çıta mı diyorsunuz ben onu takip etmeyi bırakalı epey oldu ya. Defne'nin kızabileceğini düşündükçe içi daralan, empati kurup kendini daha da darlayan Ömer'i nerelere koyalım? Bu sır meselesine vereceği tepki beni feci ürkütüyor, zaten durup durup "Ayrıca bu saklama olaylarını da hiç sevmiyorum," deyip kamu spotu gibi mesajını dan diye ortaya bırakıp gidiyor.

Hani bir Fikret vardı geldiğinden beri yermelere doyamadığım, gidişini marşlarla falan kutladığımız gitmiş gitmiş de hiç de öyle iyilik meleği falan gibi gitmemiş o. Defne'ye gelip konuşup yok efendim sarılmaları falan bildiğin yalanmış; zaten Defne'ye o parayı verirkenki zaman hariç hiç iyilik meleği olmadı ki kadın, hep dedim ben de dinletemedim, Yapmış yapacağını gitmeden, hangi yüzle arıyorsa  "Canım hiç öpmiyim yüzsüzüm de ben senin sırrı yazdım yolladım haberin olsun diye aradım üç güne kalmaz kapı önündesin evet Ömer'in de New York bileti zarfın içinde," deyip çıkıp gitti gibi geldi bana. Yani ben öyle duydum, sizleri bilemem; ama tabii ki böyle bir şeye ihtimal vermiyorum, sakin olalım. Ömer hiçbir yere gitmeyecek öğrense bile. Asıl Defne bir yerden sonra yine ürkecek korkacak ya da pes edecek ve çekip gidecek diye ödüm kopuyor; umarım benimki sadece kuru bir kuruntu olarak kalır.

Her şeyi kontrol edemeyiz maalesef ve hayat bunu bize genellikle acı tecrübelerle öğretir.. Siz bir taraftan toplamaya çalışırken başka bir el sizin onca emeğinizi tek bir darbesiyle acımasızca yıkar geçer. Özrü kabahatinden büyük derler ya "Çok üzgünüm," der ve yoluna devam eder sen ise o anda kalırsın yelkovan ve akrep döner elbet ama sen devam edemezsin işte üstüne bir de sevdiğin adamın onca zaman ondan sakladığın başka bir şeyi öğrenip onu sırf sen mutlu ol diye doğru ya da yanlış bir şekilde çözdüğünü öğrenirsin ve usulca ikiye katlarsın hüzünlerini.. "Hayat siz plan yaparken başınızdan geçenlerdir," diyorlar, tam da öyle aslında.. Daha kaç kez kırılmalı dökülmeli mutlu olabilmek için, inanın söyleyecek sözüm yok. Ömer'in artık şu sır olayını öğrenmesini istiyorum evet ama bunu söylemesini istediğim son kişi bile değil Fikret. Ki onun mektubuyla da öğreneceğini hiç sanmıyorum; o mektup bir şekilde imha edilir. Sonuçta şunun şurasında sırrı Ömer'den başka bilmeyen hepi topu kaç kişi kaldı ki.. Hepsi bir araya gelse yine bir yol bulunur. Ömer her şeyi Defne'den dinlesin istiyorum ve umarım öyle olur.

Genel bir bakışla bu bölümde sıkılmadan kendini izlettirenler arasında hiiç üzülmeyin kafanızı da yormayın her şey çok güzel olacak. Moraliniz yerine gelsin diye şunu şuracığa bırakıyorum izleyin mutluluk garantisi var. Yazan, çeken, oynayan herkesin emeğine yüreğine sağlık. Umutla kalın.

*Ahmet Batman

**Mucize-Ajda Pekkan

***Ajda Pekkan

****Uykusuzluk-Henry Miller

1 2 3
L'Appel du vide
07/05/2016 20:37
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR