Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Sekslentiler doruktaydı
Sezon: 1 Bölüm: 28

*Bizde dert bitmez. Neriman kendini Sims oynuyor gibi düşündüğü için şimdi sıkıldığı eski karakterleri bırakıp yenisini yaratıyor. Saçını gözünü her şeyini seçmiş, yetenekleri kafasına göre ayarlamış, şimdi de canının istediği eşleştirmeyi yapıyor. Tipin adı Eymen. Açıkçası çocuğun yüzünde her an “canım bekar mısın?” veya “alayım yawru seni?” diyebilecekmiş bir ifade var. Parayı görünce saçmalar mı diye düşündüm ama adam kere adam çıktı. Yemedi Neriman’ın oyununu ,yer gibi yaptı. Sude’ye dakika bir gol bir itirafta bulunarak çok hoş bir ters köşe yaptı. Şimdi Sude onu kullanadursun, bakalım Eymen nedenini anlamadığım halde aşık olduğu Sude’den ne kadar uzak durabiliecek. Bu arada bu çocuğu sevdim mi sevmedim mi karar veremedim. Bir bölüm daha bekleyeceğim yorum için. Enteresan bir tip.

Sahi Neriman niye böyle ya? Hayatı dümen dolap.  Fakat Mine’yle beraber adeta FBI mantar panolarını ve beyaz tahtalarını aratmayacak sistematik çalışmaları için tebrikler.

Şimdi de kafayı bozmuş iki oyunu birden götürücem diye. Önce Sude ve Eymen’le Kiralık Aşk vol2’yu ayarlayacak, sonra da Defne ve Ömer’i Sinan’ın odasında yalnız bırakacak. Artık sabaha kadar hayırlar ola. Şimdi DefÖm planından bahsederiz de, yahu bu Sinan size ne etti? Sen ki kızını prenslere en zenginlere layık görüyordun, buldun yine Defne’nin lacivertini? İki gün sonra yine sen kaykaycıydın, sen fakirdin diyeceğin bir tip bu çocuk. Neyi var Sinan’dan fazla da Sinancığımı üzüyorsunuz böyle? Ay Nöro Allah aşkına kendi rızanla mı kurdun delilik müessesini yoksa başka bir durum mu var?

*Aaaaallah’ım sen ki yumurtaya can verdin, ne olursun Neriman’ın hayalgücüne daha da daha da can ver! Koltuk var dediği an gülmeye başlamıştım, Elçin Sangu da (1985 doğumlu, şu sıralar bestiem olması yolunda sağlam adımlar attığım kişi. Asla “tükenmemiş” ama güzelliğinden kendi cinsini epey bir tüketmiş ki sağda solda onunla uğraşmaktan yol alamamış olan birkaç kerkenezle uğraşan bir adet aşk tanesi) hızlı kafa hareketleri, aşırı tiyatral tavırlarıyla beni canlandırmanın içine alınca çok tatlı bir hale geldi. Sonra tatlılık olayını bırakıp yeni bir sekme açtık: overdose seksilik. Aaaaaarkadaş hayal mayal, o neydi öyle yemin ediyorum iki dakikada şarjım %1’e indi, kapanmak üzereyim. Neriman inşallah bu olay da “hayalleeeeeeer hayatlar” olmaz. Fragmanda gördüğümüz kadarıyla odaya kitleyebildin, güzel. Ama orada da bir olay olmazsa artık daha da uğraşma. Koltuğa kadar düşündün sen, şimdi onlar düşünsün.

 

*Hayal demişken kabusunu da hatırlatmadan olmaz. Neyse ki geçmiş bölümlerde olduğu kadar sık çıldırtmıyor da rahatız. Devrim Yalçın’ı ne kadar seviyorsam, D*niz’den de öyle aaaaccayip nefret ediyorum. Bunda böyle odayı ayna kaplatıp sabah akşam kendini izleyen bir tip var. Tutmuş Defne’ye “bu kadar özel olmak seni yormuyor mu” diyor. Oldu olacak “cennetten düşerken canınız acıdı mı ehehehe” falan de. Şu topuzu Defne neden koparıp atmadı hala, inanın anlayamıyorum. Epey bir uzadı bu Defne’ye yazılması işlemi. Sonunda ne olacak çok merak ediyorum. Çünkü Defne korktuğunu söylediğinde “kaptırmaktan korkuyorsun. Hayat işte, yaşamış oluruz” diye bir cevap verdi D*niz. Başka zaman olsa Defne hadsiz der, terbiyesiz der, ne münasebet der kalaylar geçer. Ciddi ciddi durdu düşündü. Ciddi ciddi bir duraksadı sonra koşarak kaçtı. Ne oldu şimdi? Ah D*niz ya, tam bir fitne’s center.

 

Zaten Yasemin’i de delirtti bu D*niz. Şirket yönetmeyi beceremedin diye damarına basaaaa basa basa patlattı, ortalık kan revan oldu. Yasemin katil oldu, duyguların katili. İsmail’e bunu yaptı ya, yemin ediyorum ben atlatamadım onun şokunu. Asla sinirle söylendiğine vesaire inanılacak sözler değil. İçten içe bunu hissetmiş, mutlaka üzerine düşünülmüş ki bu sözler sarfediliyor. Vay efendim senin kahvene benzemezmiş de bilmem ne de. Evet, insan böyle sıkıntılı zamanlarında en çok en yakınındakine patlıyor, onu yaralıyor kendini rahatlatmak için ama yer yarılsa seni içine sokardım, öyle çıldırttın beni Yasemin. Hiç yakışmadı sana hiç.

 

*Tam ne kadar daha da yakışıksız şeyler yapabilirsin diye düşünürken imdadıma yetiştin. Yuh be Yasemin, bunu hiç beklemiyordum işte. Demek boşa değilmiş bu kadar bölümdür gözüme fazlaca çarpan cilveleşmeleriniz, şakalarınız, birbirinizi tamamladığınızı gösteren o sahneler. İsmail yahu İsmail, hani benim yanımda hep sen varsın diye gazladığın İsmail. Herhalde ağzının yüzünün yerini değiştirir artık Sinan’ın, tabii öğreneceği kadar ileri gitmeye cesaret ederseniz bir de. Aldatmak mı? En sevmediğim eylem.

Zaten Sinan’a artık bir şey söylemiyorum bile. Adam bir kere ayran gönüllüğü indirmiş kafaya, sürekli next next next basıyor başka bir şey değil. Yasemin-Defne-Sude-Yasemin. Her birine de çok aşık oluyor ha, ağlıyor ediyor, perişan oluyor. Şimdi bu döngüyü takip edersek yandık, yine Defne’ye gidecek aklı. Arada çeşit yap Nazlıcan’a, Derya’ya falan da yürü bak Allah aşkına arkandan ağlar. Olmadı, çok çirkindi hiç olmadı. Kabul etmiyorum böyle sexual tension’ı. Öeh.

*Yakışmak demişken, kız senin ağzına ne de çok yakıştı bu laflar; “çıkarmış çıtayı Allahuekber Dağları’na” diyor, bir de üstüne “göndermeler yerini buluyorduuuu;)” yazıyor. Sen bana gönder, karşı ödemeli gönder ben öderim be. Her sahnesi güldüren, o ‘mahalleden arkadaş’ı sonuna kadar hissettiren Sanem Yeles’i izlerken çok ayrı keyif alıyorum. Ay keyif dedim, boynumda aniden bir fular belirdi. Şey diyeyim ben en iyisi, alıyor beni magmadan, götürüyor Allahuekber Dağları’na <3

Bu arada Serdar’a çok üzülüyorum. Zira dizinin en anlayışsız ve insanın sinirlerini aniden bozma üzerine ihtisaslı insanlarından biri anneannesi. Nihan’ın üstüne o kadar çok gidiyorlar ki bazen ortama girip “daldan dala daldan dala, dal dal dal, dal dal dal” diye dans edip gidesim geliyor. Kız Türkan teyze sen kendini Semra Hanım mı sandın?

1 2 3 4 5
Pelin Arslan
14/01/2016 10:08
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR