Ömer-Gülru detaylarına geçmeden ki geçmek istemiyorum, sinirlerim zıplıyor, Gülru-Gülfem cephesine bakalım. Gülru gidip pisliklerini temizleyip, Ömer ile arayı düzelteceğine, küçük Halide kıvamında kapı önlerinde pusu kurup, duymaması gereken şeyleri duymaya devam ediyor. Hayır sonra kendi kendine ''Unut bunları, duymadın Gülru,'' diye deli saçması telkinlerde bulunuyor. Güzel kardeşim, her kapı eşiğinde dedikodu bekçiliği yapıp sonra kendi kendine unutmaya çalışacaksan işimiz var. Neyse Gülru duyduklarını söylememeye çalışırken, yaptığı sokak(!) ki bence otopark defilesinden sonra, Cihan ile konuşma vakti geldi. Neden? Çünkü Ömer'le kavuşması için bunu yapması şarttı. Sezon boyunca Cihan için çok kere içim parçalandı ama böylesini yaşamamıştım. Cihan, Gülru'nun ayrılma isteğini o kadar anlayışla, öyle iç parçalarcasına karşıladı ki Gülru ağlamaktan pandaya döndü. Cihan'ın ''Sen bunları hakediyorsun, mutlu ol, üzülme, ağlama, seni anlıyorum,'' minvalinde konuşmaları tüm boyaların akmasına sebep oldu. Ama yetmez! Gülrü retinası akana kadar ağlamalı, vicdan azabında boğulmalıydı. Bu mevzu da en gıcık olduğum şey Gülfem'in ''Kardeşimin senden tamamen kurtulması için doğruyu söyle Gülru,'' demesiydi. Hadi ya! Sende tüm doğruları söylesene şekerim. Öyle köşede durup izleyeceğine sende söyle, görelim bakalım boyunun ölçüsünü.