Jon Snow'un işi ise göründüğünden daha zor. Her topluluğu bir arada tutan şey insanoğlunun ötekileştirme üstünden bir arada olabilmesinden kaynaklanan ortak düşman figürü. Her biri yeni bir ruh arayışında olan Gece Nöbeti sakinlerini bir arada tutan şeyin yabanıllar olduğu gibi. Jon'un Tormund'la karşı karşıya gelirken tüm önyargılarının Ygritte sayesinde yıkılmış olması, Jon'u bir süreliğine daha az insan yapabiliyor. Bir başka kızıl saçlıyla konuşuyor Jon ama esasen konuştuğu Ygritte. Onun ölümüyle ilgili kefaret arayışında; bu kefaret arayışı doğru kararları almasında bir araç sadece.
Yine o meşhur teoriye yapılan gönderme de Benioff ve Weiss'ın bu sezon yaptığı en iyi işlerden biri. Dillendirmeden; Aemon'la Sam'in konuşması sırasında Jon'un odaya girmesi ve Aemon'la dertleşmesi, ondan tavsiye almasındaki kurgu, bir kez daha kitap hayranlarına göz kırpıyor. Jon'la Aemon'ın ilişkisi Dany'yle Missandei'ninkini andırırken; Dany'nin Barristan için yaptığı saygı duruşu Benioff ile Weiss'ın kitaptan uzaklaştıkları için "Çocuğu Öldür" sahnesiyle yaptıkları saygı duruşuyla örtüşüyor.
Hem Dany hem Jon çocuğu öldürmek zorundalar. Günahsız kalarak yönetmek, içindeki çocuğa tutunmak daha az insan olmak demek, insanları yönetebilmek için insan seviyesine alçalmak zorunda herkes; çocuğu öldürmek ne kadar metaforikse o kadar da gerçek aslında. Büyümenin yolu insanlığına tutunmaktan geçiyor. Jon'un bu noktada yaptığı şey, yani ortak düşmanı başka bir şeye dönüştürmeye çalışmak ne kadar doğru görünse de aynı zamanda yönettiklerini kaybettiği ya da kaybedeceği anlamına geliyor. Yıllarca süren gelenekleri yerle bir etmenin zorluğu her iki karakterin de ana problemi. Dany bu problemi kabullenerek, Jon ise değiştirmeye çalışarak devam ediyor hayatlarına.