Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Mutlulukları çarptık, üzüntüleri böldük. Sonuç: Aşka Bahar Geldi!
Sezon: 1 Bölüm: 39

 

Şimdi bütün o kötü düşüncelerimizi rafa kaldırıyoruz zira tam da şu an bir Kiralık Aşk yolculuğuna çıkmak üzereyiz ve inanır mısınız bu sefer bavulumuzda sadece mutluluklar var. Biz Defne'nin nasıl anlattığını duyamasak da ilk karşılaşma, ilk öpücük, evlenme teklifi, yaşananlar ve kaç zamandır deli gibi merak ettiğim o Defne'nin Ömer'in kapısına musmutlu gittiği akşam. Geldi, dertsiz, tasasız, saçmalamayan, dolu dolu seven, yaşayan, gitmeyen Defne.. Ömer'e olan sözünü tuttu ve geldi! O anki kafa karışıklığını attı kenara Ömer, "Hiçbir şey değişmedi, tabii kii değişmedi Defne," deyip bu sefer güvenle sarıldı. Kabullenişti o sarılışı Ömer'in; fırtınalarıyla, dalgalarıyla, ılık esintileriyle bu asi denizi kalbullenişiydi ve hiç gitmemek üzere bu denizin limanına demir atmak istemesiydi. Artık tek isteğim ne olursa olsun gitmesin Defne'miz, bir kere daha bu adamı elinde çiçeklerle bırakıp gitmesin. Ya bu kadar güzel bir bölüme böyle de yaklaşan bana ne demeli? Bir travma oluştuysa demek "Bu kadar güzel şey olduysa ya sonu kötü, y ada yakında öleceğim ve kimse söylemiyor," diye bir düşüncem oluşuyor.

Bölüm özetindeki sürpriz aşkı çoğumuz tahmin ettik ama bu ne hız? Sende de ne cevherler varmış da Türkan Teyze bu zamana kadar öz torunundan saklamışsın. O ne cilveler, nasıl laflar; hayır yani onda birini öğretmiş olsan şimdi boy boy torunların kucağındaydı ama yine de sen bilirsin. İplikçi'lere gelin veriyoruz derken torunumdan önce İplikçi'lere gelin gitme keyfisi yazarsın facene artık. Bize de beğen butonuna basmak düşer.

Düşünüyorum da Defne'nin sarhoş olduğu zamanlar şahane olmuyor mu? Teklifsiz, samimi.. Dans eden Defne'ler ona sıkı sıkı sarılan Ömer'ler ne güzel ama bir ufak çarptı sanki Defne'yi … Yok canım azıcık başı dönüyor o da dünya döndüğünden; yoksa dünya dönmese bir sorun yok hiiç.  Yıldızları evde seyredeceklermiş.  Aynı evde mi yaşıyorsunuz siz sanki? Yaa yerim ben sizi ama mutlaka onlara da bekler yani Defne; bu arada ne ara onlar oldular? Umarım bir şey kaçırmamışımdır. Ofis sahnesinden sonra araba sahnesine hapsedin beni, bırakın gidin.  O ne tatlılıktır, araba sileceklerinin altına “aylık kotanız dolduğu ve insanların ruh sağlığı için daha tatlı olamamaktasınız lütfen daha sonra tekrar denemeyiniz” diye not bırakmalıyım, hadi kaçtım ben. Yo yoo bir dakika Ömer İplikçi utandı mı ne? Sanki bir öyle oldu; ne var canım, aşkını haykırıyorsa Defo'ciğimiz, utanacak ne var? Ayrıca şarkıyı kafasında tekrar dinleyen Defne'ye hayran hayran bakan Ömer'i fena sevdim ben, yeri gelmişken de değinmeliyim elinde bu kadar muhteşem bir ses var nasıl kullanmazsın diye etrafta isyan ediyordum, ben sinyali aldım tişikkirler. Sabırsızlıkla bekleyeceğim.

Huzur temalı.

Bu arada tam Ömer İplilkçi'nin kulakları ne kadar güzel değil mi, bence hepimiz biraz bunu düşünmeliyiz. Diyeceğim şu ki tutun beni, bu sefer gerçekten bayılıyorum. O adam sevdiği kadını kucağında üç kat çıkartıp yavaşça yatağa bırakıp, ayakkbılarını çıkartıp, üstünü örtüyor ve en tatliş aşık bakışını atmayı ihmal etmiyor. Yok bu daha fragmanmış, bu adam sevdiğinin yanına uzanıp onu izliyor, elini tutup uyuyor... Şu an ölmüş olabilirim ki eğer ölmediysem artık kesinlikle evlenmem; hani bi Ömer İplikçi bulamazsam.

Evet hayatım, şampuanın yeşil olanından.

Sabah Ömer'in kollarından kurtulmaya çalışan Defne balık gibi nefes alıyordu. Zaten o kolların altında normal solunum yapsa ciddi şaşırırdım. Yerin dibini boyladığında da Ömer'in bunları bilerek yaptığı düşüncemden hala kurtulamıyorum. Daha faydalı şeyler yapabilirmiş sağlık için, mesela bknz bakkala gitmek gibi. Peki anneannesiyle konuşan Defne'yi rahat bırakmayan munzur Ömer'ler çok sevilesi değil mi? Ah ahh bundan altı ay önce kim derdi duvar gibi İplikçi şebelek hallere girecek, şapşal, aşık birşey olacak, kim inanırdı? Biz inandık ve oldu. Ne var ki bu adam eve alışveriş yapmıyor, ihtiyacı olunca alıyor tabii ama ne olurdu evde olanlarla kahvaltı etseydiniz de o hallerinizi Gallo görseydi, belki ne kadar çok sevdiklerini bir nebze anlardı. Darlıyor beni bu Fikret, demiştim ya; bu kadar iyilik her bünyeye fazla, olmaz yani, sanki zevk alıyor Defne'nin çırpınmasından. Çileden çıkıyorum, tabii bir de simurg olayını unutmamalı. Ne olmuş yani sen verdiysen onu Ömer'e? Alt tarafı bir vefa borcu olur, onu da Ömer üzerinde bırakmaz zaten merak etme. Bu olayın abartılmasından acayip mutsuzum, artık Ömer'e de çiçek almayı yasaklıyorum, bu da ayrı travmam oldu. Yine de biz umudumuzu kesmeyelim derim ben. Sonuçta harika bir bölüm izledik üç dakikalık Fikret mi bozacak moralimizi? Bize musmutlu olmalar yakışır; olmadı bir cinnet geçirir Fiko'ya mutluluklar dileriz.

Kabul edelim bu bölüm sanki uzun zaman sonra sadık Kiralık Aşk izleyicisine verilmiş bir ödül gibiydi. Fazla uzatmayacağım bir baktım da zaten kendimi kaptırmışım yazı almış başını gitmiş. İzleyen, hazırlayan herkesin gönlüne, emeğine sağlık. Bol DefÖm'lü, bol aşklı daha nice bölümlere. Hayallerle kalın.

1 2 3
L'Appel du vide
28/03/2016 13:13
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR