Yazıda kendisine Ahmet ve Anastasia’dan sonra yer vermemin asabını muhakkak bozacağı Safiye Sultan’a gelirsek, tüm olumsuz eleştirilere rağmen Hülya Avşar rolüne cuk oturmuş, Safiye Sultan’ı üzerine giymiş. Kıymette gelinlerine ağır basan kedisi Elizabeth’le, közde pişen Türk kahveli, ısınmış havlulu, ocakta ısıtılan saç maşalı sabah seremonisiyle, sakin ve vurgulu konuşmasıyla gerçekten de Venedikli Kraliçe Sofia’nın da, Osmanlı Sultanı Safiye’nin de hakkını vermiş. Karaktere yönelik eleştiriler biraz yapay olduğu yönünde gelmiş, sanırım insanların anlamadığı şu; bu kadın büyük kraliçeyi, gerçekte de her sözü her mimiği ölçülüp biçilen bir karakteri canlandırıyor, hükümdarların bir tiyatrocu gibi davrandığı çağlardan gelen bir karakteri. Hülya Avşar’ın zamanla benimseneceğini düşündüğüm Safiye Sultan yorumunu ben çok sevdim, herkese hükmederken belki de hükmedemeyeceği tek karakter olan Kösem’le karşılıklı performanslarını heyecanla bekliyorum.