Adam ölü yatırım ama Barış ve Hande’yi yeniden aynı kareye sokma bakımından işe yaradı bak. Barış’ın bu sefer istediği ise birlikte bir akşam geçirmek oldu. Hande’nin kabul etmesiyle önce ocak başına, sonra Barış’ın büyüdüğü yurda, ardından da şehri tamamen görebilecekleri bir yere gittiler. Kalite gittikçe arttı yani…
Sonuç 1: Barış ve Hande’nin arasındaki kıvılcımlar ortaya çıktı.
Sonuç 2: Barış’ın espri yeteneği kötüymüş. 21 Aralık’ın soyu hala tükenmedi ya?
O sırada devam eden bir diğer randevu da Aslı ilw onun gönlünü almayı ‘tabii ki’ beceren Eren arasında oldu. Gerçi bunlarınki çalışmaktan vakit geçirmeye geçişti ama yine de sayılır. Kötü değildi, hatta çifte gün geçtikçe ısınıyorum da bir konu fragmanda da olduğu gibi bölümde de gözüme takıldı: Yağmur altında dans. Romantik bir unsur ama yağan sahte yağmur gerçeklik hissi uyandırdığında. Bunlarınkinin sahte olduğu çok belliydi ya.
Randevuları bitirip sorunlara kaldığımız yerden devam edersek:
- Açelya’nın resminin sergileneceği serginin zamanı geldi. Pembe tonlarında kötü de olmayan bir resim sergilendi. Cesur hem resmi eleştirmeden duramadı, hem de Selin o arada Açelya’nın Janset olayını Cesur’a nasıl anlattığını öğrendi. Yetmedi bu durum kızlarla arasını açtı. Daha da yetmedi, bölümün sonunda birisi tabloyu parçaladı. Bir sürü emek harcanan sanat eserlerine zarar verilmesine karşı olduğumdan biraz bozulmuş olabilirim ben buna.
- Bir diğer sorun Güven’in tahmin edileceği üzere okulun öğrencisi çıkmamasıydı. Kızlar da bu yüzden gidip polise şikâyet etmeye kalktılar. Sonuç: Benim tahminimin aksine piercingli arkadaş ortama uyum sağlamaya çalışan hipster kılıklı sivil polis çıktı. Meğerse kızları korumaya çalışıyormuş.
- Baş şüpheli Toprak’ın evi için arama emri çıkartılması. Bölümün başlarında A’nın polise gönderdiğini gördüğümüz kayıtta Açelya’nın üstünde olan erkek hırkası Toprak’ın evinden çıkıverdi. O nedenle herkes zaten ortalıklarda olmayan Toprak’ı aramaya başladı. Toprak ise klasik bir hamle yaparak Selin’in arabasına bindiği sıra onun arabasının arkasından çıkıverdi.
Biz de bu sayede bölümü o saniye kapatmış olduk. Geçmiş olsun efendim…
Not: Ben hala Eren’in kocaman gözlüklerine alışamadım, nasıl olacak bilemiyorum. Bir de Selin’in yüzündeki benlere daha çok takılmaya başladım.
Bu bölüm de bu şekildeydi yani. Haftaya tekrardan görüşmek dileğiyle.