Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
İtalya, İbrahim Çelikkol, Belçim Bilgin, kırmızı Ferrari
Sezon: 1 Bölüm: 1

Meğerse efendim işler öyleymiş, Ali Nejat yeğenini almış arabanın ön koltuğuna, artık ne kadar zaman önce bilemiyorum, kaçırmış olabilirim o kısım verildiyse de, hız tutkunu olduğunu zaten bölüm girişinde görmüştük, Ferrari’yle İtalya sokaklarının tozunu attırırken, hızlıyken telefon çalıyor, ablası arıyor, çemkirmeye başlıyor, “Kaç kere dedim sana şu çocuğu bindirme arabaya!” diye. Bir anlık dikkatsizlik ve kaza. İşte burada Ömer Faruk Sorak ve ekibinin muhteşemliği giriyor devreye, efektiyle, açısıyla bayağı iyi bir kaza sahnesi izliyoruz. Ali Nejat’ın şöförlüğünü yapan arkadaş nereden çıktı, nasıl geldi oraya anlamadım ancak geliyor ve arabadan Ali Nejat’ı çıkarıyor, yeğeni arabada ve araba patlıyor. Olayımız budur.

Feyza bu sebepten Ali Nejata’a kızgın. Ali Nejat’ın babası, oğluna gemicilik üzerine kurulu holdingin koltuğunu bırakmış ancak durumdan ve oğlunun şirketi yönetme biçiminden memnun değil. Aslında komple oğlundan hoşnut değil. Bayağı büyük bir ayar veriyor. Ali Nejat da babasına inat, uzun zaman önce kutlamayı bıraktığı doğum gününü, o sene kutlamaya karar veriyor. Neslihan’dan yardım istiyor ve ihtişamlı bir parti düzenleniyor.

Bir diğer meğerse de Didem cephesinden. Ali Nejat’la yaşanan, muhtemel tek gecelik bir ilişki sonrası hamile kalmış kızımız meğerse. Bunu öğrenen ailesi kızını reddetmiş ve yalnız bırakmış. Didem tek başına bir şekilde yaşamış bu zamana kadar ama hastanede geçirdiği nöbet sonrası öğreniyor ki beyninde tümör var. Üstelik ilk kez değil daha önce de yaşanmış ve tekrarlıyor. Önce babasına gidiyor, “Ölüyorum torununa sahip çık,” diyor, baba hiç oralı olmuyor. Saçmalar saçması. Ne yaşanmış olursa olsun ‘Ölüyorum’u duyan bir baba bu kadar duyarsız kalamaz bence. Elde var sıfır. Bir umut Ali Nejat’a gidiyor Didem, aynı terane “Hastayım oğlunu al.” Ali Nejat tiksinçler tiksinci bir tepki veriyor. “Para istiyorsan al ve git,” diyor. Gerçeklerde görmediğimiz-duymadığımız bir tepki değil bu. Şaşırmasak da, bir tüüü sana pis kaka adam, yapıyoruz tabii.

Ve olaylar bağlanıyor. Doğum günü partisi günü de Ali Nejat bombayı patlattığını sanıyor. Babasına başkaldırıp, hep özel bir ilgisinin olduğunu söylediği, otomotiv sektörüne girdiklerini açıklıyor. Dedim ya bomba patlattığını sanıyor diye, asıl bombayı ona patlatıyor Didem. Minik Kaan’ı Ali Nejat’ın arabasına bırakıp vedalaşıyor ve salona giriyor. “Bu da benim sana hediyem!” diye kalbinden vuruyor kendini. Bölüm sonu.

Sade ve sadece Ömer Faruk Sorak adına başladığım diziyi sevdim mi sevmedim mi, henüz karar veremedim. Sanırım bir bölüm daha izleyip öyle karar vereceğim ben. Belçim Bilgin, oyunculuğu ile eleştirilen biridir ama ben seviyorum, çocuksu ses tonu, hareketleri bana samimi, sıcak geliyor. İbrahim Çelikkol ile bir uyum tutturdular, ben onu da seviyorum. (Sadece Sen filminde birlikte oynamışlardı.) Naz Elmas her göründüğünde Havin’i gördüm hep. Bir köşeden Özcan Deniz çıksa keşke arkadan Gökhan Kırdar’ın sesi gelse, diye düşünürken bile yakaladım kendimi. Benim gibi takılan var mıdır bilmiyorum ancak bir oyuncu için bu kötü bir şey. Üzerine bir karakter yapışmış ve kurtulamıyor. Haziran Gecesi özel bir yerdedir bende, Havin ve Baran aşkı da. Maalesef kendi adıma, Havin’den kurtaramıyorum ben Naz Elmas’ı. Oyuncular, oyunculuklar, çekimler, ses, ışık kalitesi film tadında ve çekiciydi. Ancak daha ilk bölümden senaryodaki kopukluklar ve fazla tesadüfi olaylar yaşanması bir itti beni. Çelişkideyim. Güzellikler.

1 2 3 4
Buse Savaş
08/01/2016 10:21
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR