Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Hayal kuran yerlerimizi işkenceyle aldılar
Sezon: 3 Bölüm: 80

 

Çınar hakkında her bölüm farklı bir şeyler yazmak beni gerçekten yordu. Acaba senaristimizi de yoruyor mu bilmiyorum. Çınar sadece Ayşegül’ün hayatına girip sonra da çıkıp gitmeliydi bence. Varlığı Ayşegül’le hayat bulan Çınar şu an Nevra’nın  gölgesinde kalan bir kişilik oldu. Bu adam aşıktı, seviyordu. Karısı onun gözlerine baksın, ona gülsün diye dünyaları verirdi. Evet Ayşegül onu hiç sevmedi, sevmeye çalıştı ama başaramadı. Dilinden Ayşegül’ü düşürmezken bir anda evliliği tepe taklak oldu. Abisi öldü, babası öldü ve geriye kalan annesi de onun düşmanı oldu. Nevra, Çınar’ın duygularına en hakim olamadığı anda fitne fesatlarıyla adamı yoldan çıkarıp meydana bıraktı. İşleri ters giden Çınar da yeniden boşluğa düştü ve intikam peşindeyken  sığındığı annesinin, abisinin ölümüne sebep olduğunu, Girişimciler’le iş yaptığını öğrenince annesine olan nefreti Ayşegül’e olan nefretini bile aştı. Nevra da varım yoğum bir çocuğum var, o da Çınar diyerek yaptığı her kötülüğü ‘’Senin iyiliğin için, senin için oğğğlum!’’ deyip Çınar’ın üstüne attı. Ve şimdi kötülüklerini oğlunun iyiliği için yaptığını söyleyen kadın onu evinin bodrum katına bağlayıp her şeyi polislere itiraf etmesin diye ölüm fermanını imzalayacak. Ve Çınar’ın nereye çekersen oraya giden karakteri 81. bölümde annesi tarafından diğer dünyaya götürülüp bir daha aramızda olmayacak diye düşünüyorum. Yaptığı tek iyilik (o da iyilik sayılırsa… günah çıkarma bence) İsa’ ya ciğerinin bir parçasını vermesiydi. Seni sadece bu şekilde hatırlıycam sevgili Çınar.

Geçen sezonlara baktığımda Zafer kötü bir karakterdi ve ölene kadar yoluna o şekilde devam etti. Tek umursadığı insan kalp hastası olan kızıydı ama o kadar kötü bir insandı ki biz bu kızı bile görmezden geldik. Sonraki sezonda Adil Topal ‘’Başım ağrıyor’’ diyerek hepimizde migren etkisi yarattı. Öldüğünde neredeyse kurbanlar kesip halaya tutuşacaktık. Sonralara doğru Neşet belası da bir o kadar psikopattı ve o da bir şekilde kötülüğüyle öbür tarafa gitti. Şimdi Zafer’in intikamı niyetine hayatımıza giren Savaş Biryol abisini yakanların kim olduğunu öğrenmek için Nevra’ya yardım edip silah kaçakçılığı yapacakken Bahri Baba’nın ‘babacanlığından’ etkilenip buna son vermek istedi. Bu da yetmedi Eda’cığın peşinde kızına kavuşması için nerdeyse seferber olacak. Bu sezon neden kimseden öldürecek kadar nefret etmediğimizi merak ediyorum. Bölümlerce başımıza dert olan bir insan hiç çıkmadı. Ne yani? İki yıl zaman atlandı diye ortalık mı duruldu? Ha evet şu ayrıntı unutulmasın. Nevra cadısı cidden kötü bir karakter. Ama bende asla Adil veya Neşet gibi iz bırakmadı. Zaten Ayşegül o evden ayrıldığı an kadının psikopatlıkları bizi çok alakadar etmemeye başladı. Açıkçası ben Savaş’tan etkileneceğimi düşünüyordum. Biraz daha hırslı olmasını, Nevra’ ya kafa tutmasını, Eda ya ‘’Bu parfümü sık, evi beğenmezsem ölürsün,’’ gibi keskin laflar söylemesini bekliyordum. Hatta bu adam bir şekilde Poyraz’ın hayatına sızsın diye de geçirdim içimden ama yok, yok. Adam neredeyse Bahri’nin yanında kalmaya karar verecekti. Neyse ki Nevra Zafer’i öldürenin Bahri olduğunu söyledi de Savaş da Bahri’nin kapısına dayandı. Ama tek başına. Bari bir iki koruma alsaydın yanına. Şimdi ya Bahri Baba olanı biteni anlatıp Zafer’in gerçek yüzünü ortaya dökecek ve barış imzalanacak, ya da Savaş abisinin intikamını alıp Bahri Baba’yı öldürecek. Ne olur bilmiyorum. Şimdi son 2’ye girdiğimiz için ters köşelerin de köşesini göreceğiz ondan eminim.

80. bölüme kadar hayatı hep entrika olan birisi varsa o da Songül. Ümran arabada giderken resmen Songül’ün sicilini döktü ortaya en gerçekçi haliyle. Songül’ün söylediği yalanlar, çevirdiği entrikalarla geçti yıllarımız. Ama o başına gelen her olayda canını kurtarmayı bir şekilde başardı. Şimdi ise duygusal boşluğunda ona el uzatan Fatih’i kendisine aşık edip, duygusal boşlukları da kocasıyla doldurunca çocuğa kapıyı gösterdi. Songül Sadreddin’ e hep aşık kaldı. Belki bunu güzel yollarla gösteremedi ama yaptığı çirkinliklerin çoğu Sadreddin’in bir güzel bakışı, bir güzel sözü içindi. En olmadık zamanda tam da ondan vazgeçmeyi düşünürken Sadreddin’in çok güzel bir baba olması ve Songül’ü koruyup kollaması Songül’de bir türlü dolmayan duygusal boşluğu doldurdu. Şimdi vazgeçmek istemiyor ve bunun tadını çıkarmak istiyor. Ama gel gör ki yediği hurmalar başına bela olacak. Fatih’e de pes doğrusu. Daha yenilerde Melis’e ‘’Benim ne işim olur onunla, evli çocuklu,’’ diyordun. Kadını bir güzel kullanıp paralarını yeme peşindeydin. Hangi ara eline silahı alıp Songül’ü tehdit ederek aşk itirafı zamanına geçtin? Bunu Songül senin yanına bırakır mı? O kimleri ardına bakmadan uzaklaştırmış kendinden canım benim, sen onu daha tanımadın. Tabii şimdi sen onun tam aşka sığındığı zamanda canını yakıyorsun. İntikamını alacak kadar gözünü karartır mı yoksa bu sefer intikam alamadan attığın mesaj yüzünden Sadreddin onu artık gerçekten öldürür mü bilemiyorum. Çünkü son iki!

Bölüm sonunda sevgili Eda’nın bulduğu izin peşinden gidip de kıza zerre inanmadığınız için eller havada Girişimciler’e yakalanmanız beklenen bir sondu Poyraz ve tayfası! Eda diyor bu adam girişimcilerden biri, siz diyorsunuz o sadece evsiz barksız muhtaç bir insan. Bir de adam korkmasın diye silahları arabaya bırakmak da nereden çıktı? Ne zaman bu kadar hamladınız, size ne oldu arkadaşlarım? Silahını koy arkana, işine bak. Gören de sizi mafya değil başka bir şey zannedecek. Yıllardır silahla gezmiş, silah önünde demlenmiş insanlarsanız bu hata yapılır mı? Ayıp. Eda’ya da inanmıyorlar bir de, işin sonunda cesetleri kız topluyor, kameralarla o ilgileniyor; ben olsam bin kez sizden şikayetçi olmuştum be. Havuz başında neredeyse altınıza yapacakken kız sizi kurtardı, şimdi sizi kim kurtaracak? Haydi bakalııııım bu işin sonu artık çıkmaza giriyor. Bilmiyorum nerede karşılarına çıkacak o çıkmaz sokak.

Seni çok özleyeceğim sevgili Poyraz Karayel. En umutsuz olduğumuz zamanlarda bile aşka sığınmayı, tutunmayı, aile olmayı, canından çok sevebilmeyi seninle öğrendik. Seninle karnımız ağrıyana kadar güldük, seninle gözyaşı döktük, içlendik, kaybettik! Şimdi o kadar çok alışmışken iki hafta sonra sana veda etme düşüncesi aklımı çıldırtıyor. Bizi zamansız bırakıyorsun. Şimdi hepimizin ortak cümlesi ‘’Bitiyoruz Albayım.‘’ Ama biz aslında hiç bitmeyeceğiz! Çünkü artık görmeden de sevebiliyoruz. Bir şeylere tutunamasak da kalbimizde sevgi olduğu sürece biz kuşkusuz hep birlikte olacağız.

Haftaya görüşmek üzere, hoşça kalın.




 

1 2
Neslihan Abacı
16/02/2017 04:20
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR