Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Güneşin Kızları: Dökülüş

Tolga Sarıtaş’ın Büyük Sürgün Kafkasya’da rol alması ve tam bu  sırada Güneşin Kızları’nda silahların görünmesi ortalığı epey karıştırmış, kafalarda deli sorular yaratmışken bir araya gireyim, bence de böyle diyeyim dedim. Buyurun birlikte bakalım, fikirleriniz, yorumlarınız en değerli, bekliyorum.

Fragmandan sonra bende ipler koptu. Hatta açık söyleyeyim, bir çıtır izlemeyi bırakmayı bile düşündüm. Ali’yi kalbimin en güzel yerinde saklayıp, hikayeye kafamda bir son yazmak daha cazip geldi çünkü. Ancak özet ve fotoğrafların gelmesi döndürdü beni yine güneşe.

*Cenaze sahnesine başta Selin’in hayali desem de, sanıyorum cenazesi yapılan Ahmet. Son bölümde sinyaller gelmişti zaten hatırladığımız üzere. “Oldu bitti, kılımı kıpırdatmadan, hiç istemeden ortalığı kendime göre karıştırdım, artık gitme vakti.”  gibi olmasındansa, böyle bir drama dokunuşunun Ahmet’e daha iyi bir son olacağını düşündülerse demek pek çok sevgili senaristlerimiz. Gerçi içimde bir yer hala, hayal o hayal diye yokluyor beni ama, göreceğiz. Ben Ahmet’i seviyorum. Herkese, her şeye karşı bir tampon bölge Ahmet. Herkesin bir durup dinlendiği liman. Bir tek Haluk’ta bir fırtına. Ama küçük bir çocuk aslında Ahmet, dizideki her karakter gibi. Acılarını, gözyaşlarını, çocukluğunu, sessizliğine, konuşmadığı kelimelerine yüklemiş. Yaralanmışlar listesinde üst sıralarda olan ismini, konuşamadığı kelimelerini, çevresindeki insanlara sarılışlarını da alıp yanına gidersen eğer, bulutlara dönen sen olursan Ahmet, gerçekten üzüleceğim. En az Ali’ye üzüleceğim kadar üzüleceğim. Bakalım.

1 2 3
Buse Savaş
21/12/2015 11:05
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR