Kaza, Kartal'ın Aziz Baba’ya kararını açıklaması, Selin’in İstanbul'a gelişi; kısacası olaylar zinciri akıveriyor bir anda ve hikaye işte şimdi başladı!

Esra Kartal'dan duyduklarından sonra arabaya atlayıp kontrolsüz hız yapınca kaza yapıyorlar. Kartal'ın birşeyi yok, Esra'nın birkaç kırığı da olsa neyse ki ikisi de iyi. Aziz Baba Kartal'ı uyarsa da Kartal çok kararlı görünüyor ancak Aziz Baba da Kartal'ın Esra'dan ayrılıp başkasıyla olmasını istemiyor, üstelik kendisi de aşkı en iyi bilenlerden ama Nuh diyor Peygamber demiyor, Kartal'ı uyarması için Emre’yle konuşuyor. Hastanede tüm bunlar olurken Selin'in İstanbul'a gelişi Kartal'a hiç istemediği kararları aldırtıyor ve hiç istemediği sözleri söylemeye zorluyor çünkü Aziz baba böyle istiyor (burada beğenmedim Aziz'i; aşkı biliyor bir de). Otel odasında Kartal'ın Selin'e söylediği ağır cümleler dışında burada gerçek anlamda oyunculuklar çok kaliteliydi özellikle o kadar istem dışı cümleleri çatır çatır söylemesi bir kadın olarak benim bile içimi deldi geçti, sonrasında kapı önünde ve kapı ardında dökülen gözyaşları. Selin'in Türkiye'ye geldiğinde Kartal'ın farklı bir yüzüyle karşılaşması, Fransa'daki o şeker gibi adamın gidip yerine “Ben evliyim, al bu parayı bu sana bayağı bir gider,” diyen bir adamın gelmesi her kadının gururunu incitir herhalde.

Oteldeki bu korkunç gecenin ardından bir bakıyoruz ki hikayenin dört yıl sonrasını izliyoruz. Selin Fransa'ya dönmüş, bir oğlu olmuş, Osman ve tabii Kartal'ın haberi yok. Minik Osman'ın doğum gününde gelen mektup bizleri Karadeniz'e götürüyor ve bu sayede Sadık ve Emine ile tanışıyoruz meğerse Selin'in babası Fransa'ya kaçmadan önce Sadık'ın annesiyle evliymiş sonra da Selin'in annesi Charlotte Hanım ile evlenmiş. Annesi ne kadar karşı çıksa da Selin oğlunu kaptığı gibi ver elini Karadeniz, ver elini memleket. Selin'in memleketinde Aziz Baba ile karşılaşması ileride yaşanacak olayların fitilini ateşliyor. Aziz Baba’nın da  görür görmez Selin'e aşık oluşu yok artık dedirtiyor bizlere. Ne o Aziz Baba, hani senin hayatındaki tek kadın Saadet Hanım’dı? Selin'deki de ne şeytan tüyü maşallah, dizi sürdüğü sürece 10 tane adamı peşine dizmese bari :)

Neyse bizler konumuza dönelim Aziz Baba’nın o tatlı heyecanı, minik Osman'a olan ilgisi çok keyifliydi; bir de o kasetçalardaki şarkı Gamzedeyim Deva Bulmam nostalji yaşattı. Dizimizin sancılı aşk üçgeninin parçaları da hazır. Memleketten İstanbul'a birlikte dönmeler falan Aziz Baba’nın Kartal'la Selin'in tek gecelik ilişki yaşadığından, o kadının sevdiği kadın Selin olduğundan henüz haberi yok tabii ve bomba patlıyor, Selin ve Kartal hiç beklenmedik bir şekilde dört yıl sonra tekrar karşılaşıyor. Bölüm sonu.

Ufak bir not : Murat Yıldırım'ın oyunculuğuna lafım yok fakat izlerken bir an minik Osman'dan dolayı hafif bir Aşk ve Ceza esintisi sezdim gibi; tek gecelik ilişkiden doğan çocuğundan birkaç yıl sonra haberi olması birden bana eskileri hatırlattı.

Diziye şöyle genel olarak bir baktığımda dram, hırs, güç, imkanlı-imkansız aşk daha birçok şey, yani Türk izleyicisinin görmek istediği şeylerin hepsi var. Ne diyelim ilk bölümü yayınlanan dizilere adet olduğu üzere bol reytinglerin olsun Gecenin Kraliçesi.

Haftaya görüşmek üzere hoşçakalın!