Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Günah Çıkarmamız Gereken Bir Mevzu Var
Sezon: 1 Bölüm: 31

*Sinan bu, çocuk ruhludur. Şakaları sever, eğlenceli oyunları sever. Eğleneceğini düşündü. Birkaç ay önce ona birileri oynayacağı oyunu anlattıklarında çekinmedi, dahil oldu. Dostundan bu oyunu sakladı, hem de sonunun nereye gideceğini bile bile. Defne aşık olmuş, olmamış, bu oyun buraya gitmiş ne fark eder ki? Sonuçta finalde evlenmelilerdi, Ömer aşık olmadığı biriyle evlenebilir miydi? Ömer'i birine aşık ettirip sonra ayıracak olmayı nasıl içine sindirdi? O gün kendini çok talihsiz bir kapıdan içeriye adım atarken buldu, bunu sorgulamadı. Şimdi kafasında her an sorgulayarak, rüyalarında boğuşarak bu kapıdan tekrar giriyor. Söyleyeceğini sanmıyorum evet. Ama bir gün birisi, Defne hariç birisi anlatacaksa her şeyi, bunu sadece iki kişi yapmalı.

Ömer kimi dinler, kime güvenir? En yakın arkadaşına, dostuna. Dostu da bu oyuna dahil olmuş, onun da göreceği var evet. Ama yine de en iyi o nasıl konuşacağını, ne diyeceğini bilebilir. Bir daha güvenmeyecek belki evet, yine de denemeye değer. Kendini bu aşkın yaşanamamasının sorumlularından biri olarak gören Sinan, Ömer cephesinden en iyi isim.

Ömer'e Defne'yi en iyi kim anlatır? Nihan. Nihan gidip konuşmalı. Arkadaşını ezerek değil, arkasından iş çevirerek değil, bunu onu çok iyi tanıdığımız için biliyoruz. Belki her şey ortaya çıktıktan sonra, Ömer'in dünyası ayaklarının altından çekilip alındıktan sonra. O zaman işte Nihan Ömer'e Defne'yi anlatmalı. Yaşadıkları her şeyin gerçek olduğunu, Defne'nin daha dakika bir gol bir aşık olduğunu, kendini kaptırmamak için defalarca gittiğini, kaptırdığında bile yol yakınken dönmeye çalıştığını anlatmalı. Zaten mesele Defne'nin aşkına inanmamak olamaz. Meselenin para olmadığı, oyun olmadığı da Defne'nin ondan onlarca kez kaçmasından belli. İşte o ilk karar verilen gün var ya, arkadaşının abisini kurtarmak için nasıl bir yükün altına girdiğini Nihan anlatmalı. Belki taaa en başından, tasarım okulunu kazanmışken ailesi için garsonluk yaptığından başlamalı. Hayallerini, hayatını hep ailesi için seve seve feda etmesinden. Hayalimde hep öyle bir sahne var. Nihan bir gün gelip oturuyor Ömer'in yanına, Ömer daha ne olduğunu anlamadan başlıyor; "Çok iyi çizerdi biliyor musun? O zamanlar çok heyecanlıydı bu iş için. O yüzden siz anlamazsınız, ben de İsmail de çok iyi anlıyoruz şu anki heyecanını. Tasarım okuyacaktı, kazanmıştı. Nasıl sevindik, mutlu olduk. Ama olmadı. Ailesi için kendini feda etti. Abisi işe yaramazın tekiydi o zamanlar çünkü." diye bir başlıyor Nihan, bir anlatıyor. Ooooof of.

*Peki en çok da kim anlatmamalı Ömer'e? Sude. Tek derdi insanların hayatını allak bullak etmek olan biri anlatmasın ne olur. Zaten anlatmamış, fragmandan bu çıkıyor. Ama bu bilgiyi diğerleri gibi boğazında bir düğüm olarak değil de elinde bir koz olarak gören bu insan, ne olur amacına ulaşmasın. Bir de Sude ha söyledi ha söyleyecek diye gerilmeyelim. Neden anlatacağını soruyor babası, yapma diyor. Kız "Ömer'in bunu bilmeye hakkı var, aşkının bir oyunla başladığını bilmeli. Ömer'i kandıramazsınız, bunu yapmaya hakkınız yok!" demiyor, derdi bu değil. "O da bilsin hayatını tamamen kontrol altında tutamayacağını" diye zırvalıyor. Neriman bu Sude küçükken, Ömer'e sahip çıkmak ve annelik yapmak için ihmal etti sanırım onu. Ömer'in neyini kıskandın ama be Sude? Annesizliğini mi babasızlığını mı, tek başına kalmışlığını mı? Sevgilisinin bile bırakıp gitmesini mi, iki üç kişiden başka güvenecek kimsesinin olmayışını mı? Sinan'a yakın olmasını mı kıskandın sen? Manyaksın yaparsın çünkü. Nedir derdi bu kızın, yeter sahte gündemlerinden bıktım.

*Bu da Defne, bizim kız. Ömer'e aşkının ne kadar büyük ve gerçek olduğunu zannederim en iyi o anlatabilir. Oyuna nasıl ve neden başladığını, nasıl bir acı çektiğini en iyi o açıklayabilir. Ama pek anladığını sanmıyorum, zira o "cesaret" yok işte. On kilo bir cesareti olsaydı şimdiye kurtulmuştu aşkları. Ne yaparsa yapsın onu affeden Ömer, belki bu açıklamalara rağmen yıkılacaktı ama toparlayacaktı kendini. "Böyle daha mı iyi?" diye bir pankart açmak istiyorum bu kızın karşısında. Çok mu harika? Şimdi de mükemmel bir plan yapmış, Hulu'ya anlatacakmış oyunu. Sorun Neriman'ın başına çökmesi mi yoksa Ömer'in bu gerçeği bilmeden yaşaması mı? Hulu hiç mi kızmayacak? Belki de bu aşamadan sonra o kabul etmeyecek artık bu gelini, Neriman mecbur kalıp Defne ve Ömer'i ayırmaya çalışacak? Çok sevdiği, parmağından yüzüğünü çıkarıp verdiği, beslediği büyüttüğü yeğenine bir ev uğruna hayatının kumpasını kurmuştu. Şimdi belki o ev bu iş için olsa, gözünü kırpmadan yapar. Devir sizin devriniz kötüler, hadi bakalım bol güneşler.

1 2 3 4
Pelin Arslan
01/02/2016 16:02
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR