Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
“Durumlar böyle yabancı!”*
Sezon: 2 Bölüm: 55

55 bölüm içinde sanırım en sıkıcı bölümdü dün akşamki Poyraz Karayel bölümü. Hiçbir bağlayıcı tarafı bulunmayan, seyir keyfi epey düşük… Canımın içi Poyraz Karayel için bunları söylemek beni inanılmaz üzse de durum maalesef bu. Gidişat içinde temponun düştüğü duraklama bölümlerini anlayabilirim ama bu başka bir şey. Bilemiyorum ya biz çok alıştık sürekli temposu yüksek, komedisi, dramı yerinde bölümler izlemeye ya da gerçekten yolunda olmayan bir şeyler var bu işin içinde. Her türlü, son haftalarda izlerken pek keyif almadığımı söyleyebilirim. Özellikle belirtmek isterim ki, bunlar tamamen benim görüşüm, tabi ki sizler buna katılmayabilirsiniz, benimle aynı pencereden bakmak zorunda değilsiniz. Fakat, heyecanla, hop oturup hop kalkarak, gözyaşımıza peçete yetiştiremeyerek, gülmekten karnımıza ağrılar gire gire izlediğimiz 30 ve sonrası 10-15 bölümlük o kısmı çok geride tatlı hatıralar olarak bıraktığımız gerçeği yadsınmamalı diye düşünüyorum.

Bölümü yazacağım ama açıkçası ortada elle tutulur hiçbir şey yoktu. Başından beri izlediğimiz Ayşegül-Poyraz kaçış-kovalanış durumundan başka. Ki o bile beklediğimin çok çok altında sahnelerde kaldı. Açık olmak gerekirse onlar benim kafamda o kadar ayrılmaz ikililer ki, ayrılmış olmaları benim açımdan bir şey değiştirmiyor. Ayşegül daha ilk andan “Çok eskiden rastlaşacaktık!” dedi gitmeye kalktı, gidemedi. Arada bir sürü kopuş anı yaşandı hiçbiri olumsuz sonuçlanmadı. En son Yunanistan’a kadar gitti, bu adam onu buldu, aldı, getirdi, ağzından girdi burnundan çıktı barıştı. Bu iki insan trajik bir şekilde bebeklerini kaybetti, buna rağmen el ele ve birlikte kaldı. Ayşegül Poyraz’a “Babamın yanında ol!” demeseydi de Poyraz bir şekilde bulaşacaktı bu kısımlara. Şimdi Ayşegül’ün zaten kendi ağzıyla söylediği bir şey için bunca tribi bana çok yersiz geldi. Kusura bakılmasın ama çok bencilce aynı zamanda. Ayşegül, Poyraz’dan önce kendini suçluyordu çünkü, kendine ceza verirken Poyraz’a da çektirmiş bulundu. Ayrılıklar tuzdur biberdir, buna diyecek bir lafım yok, ben de öyle düşünüyorum ama bu ayrılığın sebebi nezdimde çok gereksiz. Koca okyanuslar geçip derede boğulmaya benziyor ve inandırıcılığını yitiriyor. Şimdi araya başka işler karıştı, polis takibine alındılar ve bu yüzden Ayşegül’ü uzak tutmak ve ayrılık kararı vermek, mantıklı. Ancak Poyraz, Baba’nın yanında hatta artık Baba’nın koltuğunda. Bu süreçte Ayşegül’den uzak kalmak gibi bir seçenek yok. Ayrılık kararı yine gereksize çıkıyor. Ee Ayşegül gitsin diyelim uzaklara, dizi bu, Ayşegül de başrol nereye gidiyor? Yani, üzgünüm ama araya sokulan bu ayrılık neresinden tutulursa orasından elinde kalıyor insanın.

1 2
Buse Savaş
29/04/2016 10:47
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR